18 Nisan 2008 Cuma

Günlük Sayfası ya da Gündelik Saçmalama.

Tam bir aydır Kuzey Denizi için antreman yapıyor gibiyim. Oralara gittiğimde günlerce gecelerce ışıksız kalacağı zamanların antremanında ruhum. Erol Hocam hem beden, hem ruh çok sıkı bir eğitimden geçmeli diyordu her zaman ... Bakıyorum da benim ruhum azıcık daha antreman yaparsa iğne deliğinden bile geçecek!

Aylar sonra Nazmi Hocam ile yoga yaptık bugün. Yeniden, Külkedisi'yle aşramın huzurlu ortamındaki dakikalar bana hem iyi geldi, hem de ne kadar yorulduğumu gösterdi. Zihnim arap saçına dönmüş benim haberim yok! Kendimi güvenli bir ele bırakmayalı ne çok zaman geçmiş, gerilmişim. Ders boyunca komutları duydum ama bedenimle ve zihnimle değildim. Olamadım. Sırf bu sebeple yeniden yoga yapmaya karar verdim. Demek biz farkına varmadan isyan ediyor bedenimiz yaşadıklarının ağırlığına.

Hayat erguvanlar açmışken, birisi her sabah yanınızda durup sizinle onları seyrederken kötü olamaz gelecek. Ben tüm enerjimi bu iyi duygulara vermeliyim. Hayatta başka seçeneğimiz yok; ya durup, takılıp acılarımızın üzerine kuluçkaya yatacağız ya da hızlıca yaşlarımızı silip devam edeceğiz.

Ben hep yola inandım. Takılıp kalanlara da içimden daima şans diledim. Özgürlüklerinin de, esaretlerinin de kendi zihinlerinde olduğunu anlamalarını isterdim. Bunu bana öğreten iki değerli hocama huzurlarınızda teşekkür ederim.

Veee bütün bunlar olup biterken her cümlemi dinleyen değerli Külkedisi'ne son bir ay için özellikle minnettarım. Ve tabii varlığıyla içimi şenlendiren, her sabah biraz daha yakınıma oturan, kendi kahve sevmediği halde benim için kahve alan yeni "dostuma" da teşekkür ederim.

Yeni doğan bebeğini benimle paylaşan arkadaşıma ve kadın hikayelerimize ilginç boyutlar kazandıran şair dostuma da teşekkür ederim. Daha çok yaşamak ve inadına yaşamak için sık sık görüşelim:)) Sanki başka çaremiz varmış gibi!
Ah bir de Burhan dönse gittiği yerden. Neredesin Burhan? Hani bu hafta gelecektin?

Hiç yorum yok: