17 Ocak 2024 Çarşamba

SEVGİ SOYSAL VE İÇİNE DOĞDUĞU DÖNEM

 

Çocukluğun yaralarından kurtulmak muazzam bir çaba ister.

                                                                             Gabor Mate


Büyük keyifle, hiç tanışmadığım uzak bir akrabamın hayatına dair izleri takip edercesine okuyorum Sevgi Soysal'ın hayatını. 

Gülerek, imrenerek, incinerek okuyorum. Kavgalarını, varoluş mücadelesini, şans ve şanssızlık olarak isimlendirdiklerini o kadar kendime yakın hissettim ki, kitabın ortasında durdum. Çünkü derin sularda yüzmenin bedelini mutlaka ödetir hayat, acaba Sevgi ölmeden evvel daha neler yaşayacak?

İçine doğduğu hayata aramızda yıl farkı olduğundan bire bir tanıklık etmemiş olsam da ortak dostlarımız, kıymetli bulduklarımız vardı. Aralarında bizzat tanışma şansına erişemediklerim olduğu gibi, aynı ortamları solumuş olanları neredeyse tek tek biliyordum. 

Sevgi Soysal çok şanslıydı, ülkenin ışıl ışıl parladığı yükseliş döneminde, tazecik fikirlerin evlerden taştığı yıllarda genç olmuştu. Benim çocukluğum onların yaşadığı tutkulu dönemin son sahnelerine denk gelir.  68 kuşağının çocukları olarak doğduk biz ve ne zaman biraraya gelsek bunun ne kadar hazin bir durum olduğunu konuşuruz..

Yine de kitabı okurken geç tanışmamızın aslında tam zamanında olduğunu hissettim. Onun ilk öykü denemelerini arkadaşlarına okuyuşu, ilk kitabını bir matbaaya gidip bastırışı ve tiyatroyla ilişkisi bana çok anlamlı geldi. Coşkusu, neşesi, ortamdaki hakimiyeti de  kendi Beyoğlu günlerimi hatırlattı. Onların ev toplantılarını anlatan satırları okurken, erken yaşta oturduğum sofraların tam şu günlerde ne kadar özlediğim şeyler olduğunu gördüm. O zamanlar dinlerdik, anlatılanlardan zihnimiz kamaşırdı ama söyleyecek sözümüz yoktu. Vaktinden evvel okunmuş kitaplardan cümlelerimiz olsa da yaşanmışlıkta tazeciktik.

Erdal Doğan tarafından yazılan kitabın tam ortasındayım. Tüm güzel günlerin geride kalmış olduğuna dair kederim büyüyor. Ve çok iyi biliyorum bu bir yanılsama. Sevgi Soysal'ın hayatta olduğu yıllarda da ülke ve Dünya zor günlerden geçiyordu. Fakat arada büyük bir fark var: Sanat. 

Sanat şimdi nerede?





4 yorum:

Selma dedi ki...

Nietzche demis ki insanlığın iki temel sorunu vardi adaletsizlik ve anlamsızlık. İlki için hukuk ikincisi için sanat bulundu. İnsanlar hukuka, sanat da insanlara ulaşamadı....
Yüreği sanat için hoplayan toplumlara ne mutlu...

Elvan hemen sipariş veriyorum, sevdiğin bu kitabi ben de çok merak ediyorum.

Seli dedi ki...

Elvan iki kitabı görünüyor idefix de ikisini de alıyorum

Fortunata dedi ki...


A bak bende olmayan hangisi acaba? Merak ettim şimdi. Bi de yeri gelmişken Winterson'dan Sanat Başkaldırır. Ben ona da bayımıştım.

Selma dedi ki...

Winterson... tamam 💙🙏