29 Ocak 2024 Pazartesi

BAŞKA BİR SEÇENEK YOK.

 

Şehirdeki herkes gibi haftaya kış güneşiyle başladım. Ömrümde ilk defa yaşlıların soğuk sevmeyişini anlayabiliyorum. Çünkü neredeyse her gün farklı bir yerim ağrıyor. Dün sabah kalçam, bu sabah dirseğim... Galiba şimdiye kadar cepte bildiğimiz sağlığımıza ödeme alınan döneme girdik. Neredeyse bütün arkadaşlarım benzer şeyler anlatıyorlar, hepimiz mızıldanıyoruz. 

Etrafımızda sadece oram buram ağrıyor diyenler değil, ciddi grip olanlar ve daha zor hastalıklarla cebelleşenler de var. Tek bildiğim fareler gibi, mecbur kalmadıkça evden çıkmadığımız tuhaf bir dönemdeyiz. 

Dün sözde müzik dinlemeye gidecektik, Osman bile "patiklerimi giydim yuvarlanıyorum" dedi! Düşünün ekibin en parti seven adamından çıkan ses buydı! Vah bize vahlar bize...

Hayatımızın her dakikasını yük gibi algılamaktan hızlıca vazgeçip, silkinmek lazım, lazım tabii de nasıl? Zaman zaman uzun yürüyüşlere çıksam, matı serip debelensem bile içimde bir parça var ve o derin uykuda. Bu nasıl bir his anlayamadım. Sürekli bekleme halindeyim, üstelik neyi beklediğimi, bana ne verilse iyi hissedeceğimi bilmeden. Hayatı, ara istasyon gibi algılamaya başladım. Sanki yaşanabilecek tüm iyi günler zaten tamamlandı, kota doldu ve bir sonraki varış noktası için tren bekliyoruz! Hissim galiba böyle yada buna benzer birşey. 

Sağlık sigortamı ödemek gibi sözde gerekli ve medeni dünyanın şartı olan rutinlerin çoğu aşırı anlamsız geliyor. Şimdilerde o kadar başka ki dertlerim. Mesela hızla pahalanan beslenme ve sağlık giderleri. Mevsimle gelen neşenin hiç mi hiç evime uğramayışı. Okuduğum ve yazdığım kelimelerin anlam azalmasına uğraması....

Acaba herkes böyle mi hissediyor? Yoksa mevsime tutunamayan sadece ben ve etrafımdaki birkaç kişi mi? İnsan merak ediyor... 

Neyse, bugün yağmur durunca pazara gideceğim. Yufka ve pancar alacağım. Yufkadan börek, pancardan turşu yapıp Pazartesi gününe dair vicdan rahatlığı yaşayacağım. Ah bi de ödemeler var tabii, ne güzel, onları da yapayım :)))

Hadi iyi haftalar, s..ke s..ke yaşayacağız, kaçış yok!








2 yorum:

Selma dedi ki...

:))) yaşıyoruz vallahi yaşamaksa derdim artık pahalılik da değil bu ülke böyle yönetiliyor kabullendim.
Hepimizde aynı durum Elvan . Asli dun bir arkadaşının tiyatro oyununa gitmek için iki saat düşündü onun yaşında ben evde durmazdım. Düşük enerji, tımarhanelik gündem, çoğumuzu içine çeken sosyal medya kuyusu, verimsiz geçen günler, yorgunluk, halsizlik...bekliyoruz godot bir an önce gelir umarım... Beni heyecanlandıran tek şey yolculuk dilerim herkes kendini heyecanlandıran şey neyse ona kavuşsun bir an önce yoksa gunler böyle verimsiz geçsin çok üzülüyorum kendi adima .
Sana kolay gelsin afiyet olsun. 🙏💙🤌

Dirsek ağrısı da bulaşıcı mi acaba Dr gidicem ama hergun erteliyorum ve bardak tutamıyorum oysa en ovundugum şey bir aspirin dahi içmemiş olmamdı .
Öksürük diz ağrısı onlari umursamiyorum şimdilik. Geldikleri gibi giderler herhalde.
Saglicakla kal 🙏

Fortunata dedi ki...

Vallahi ittir kaktır pazara gittim ama sanat için gücüm yok:)) Ancak beslenme ve temizlik.
İlaçsızlık benim de uzmanlığımdı ancak geçenlerde ağrıdan geberince uleyn bi parol olmalı kıyıda köşede diye didik didik ettim çekmeceleri. Ağrı iki haftayı geçerse diyor bilir kişiler bi soruşturma dosyası şart imiş. ben diyeyim sana , yine karar senin.

Seyahat dersen, Theodora derim. Onu dört beş günden fazla yalnız bıraktığımda ikimizin de morali bozuluyor.

Buarada pazar pahalıydı ve pazarcı keyifsizdi... Azıcık bir iki bişi alıp döndüm. Pancar yoktu doğru düzgün. bence toprakta büyük sıkıntı var, zira patatesler de evlere şenlik.