21 Aralık 2009 Pazartesi

NARDUGAN

Hıristiyanların İsa'nın doğuşu olarak kutladığı Noel bayramı, çok eski Türklerin yeniden doğuş bayramıdır. Türklerin, tek Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı bulunuyor. Buna hayat ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz.
Türklerde güneş çok önemli. İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık'ta gece gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor. İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyükşenliklerle akçam ağacı altında kutluyorlar. Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor. Bayramın adı NARDUGAN (nar=güneş, tugan, dugan=doğan) Doğan güneş. "Güneşi geri verdi" diye Tanrı Ülgen'e dualar ediyorlar. Duaları Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrıdan.
Bu bayram için, evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar. Yaşlılar, büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar. Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş. Akçam ağacı yalnız Orta Asya'da yetişiyormuş. Filistin'de bu ağacı bilmezlermiş. Bu yüzden bu olayın Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunuda Hunların Avrupa'ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor. İsa'nın doğumu ile hiç ilgisi yok.
"Doğum, güneşin yeniden doğuşu" Sümerolog Muazzez İlmiye ÇIĞ

2 yorum:

No More Virgilius dedi ki...

Muazzez İlmiye ÇIĞ, şimdilerde facebook'da çığ gibi yayılan "bütün dünya türk olsun" hareketinin kökleri T.C.'nin başlangıcına giden ilk kartopularından diye biliyorum ben. Güneş dil teorisinden bütün milletlerin orta asyadan göçlerle çıkan türk böylarından olduğuna kadar, hatta hitit ve sümerlerin de türk olduklarını savlayacak derecede "bilimsel" olma iddiasını modern devletin modern olmayan faşistik dünya görüşüne ulaşmada vasıta olarak kullanmaktan geri durmamış biri yani.
Faşizmin teorisyenliğini bilimi kullanarak yapan bu kadın...

ne diyorum ben ya, aslında "Şeb-i Aruz'dan hoşgeldin" yazacaktım sadece:)

Fortunata dedi ki...

:)))) Çok yaşa Virgilius, ne desen doğrudur. Ben ne Sümerleri bilirim ne de Muazzez Hanım'ı tanırım. Güzel bir mit işte!
Hem sen ne yazarsan yaz ben uzun zamandır sadeceve sadece asıl demek istediğini duyuyorum:)) Üzülme, hoşbulduk!