30 Aralık 2009 Çarşamba

LEYLA&MECNUN


Leyla ve mecnun u basit bir aşk hikayesi sanırsın.

Aşkın basiti olmaz amma hikayedir deyü yanılırsın.

Aşk varsa, gülü görüp bülbül olursunuz.

Aşk yoksa, diken batar ah ü zar olursunuz.

Aşk varsa, kar altındaki dikende bile vefa bulursunuz.

Aşk yoksa, yaz günü susuz bir gül gibi solar durursunuz.

Aşk varsa, gülde dikende safaperver der durursunuz.

Aşk yoksa, gülde de bülbülde de hicran bulursunuz.

Aşk varsa, dikenlere bakıp bergüzar sanırsın.

Aşk yoksa, gülü nadan, kendini nalan sanırsın.


MECNUN, LEYLA İLE SOHBETTE
Mecnun bir gün fırsat buldu, Leyla ile oturmaya muvaffak oldu. Leyla, onu sınamak için bir dilekte bulundu:
- Ey âşık! Neyin varsa getir.
- A ay yüzlü, dedi Mecnun, aşkınla ne suyum kaldı, ne kuyum. Ne ciğerimde azıcık kan, ne gözümde bir nebze yaş. Aklımı yağma ettin, uykumu çaldın. Artık bir canım var, emreyle onu vereyim.
- Ben onu senden ne vakit istesem alırım, başka neyin var, sen ondan bahset.
Mecnun o vakit arandı, yakasında sakladığı bir iğnesi vardı, onu çıkarıp sevgiliye sundu.
- İşte varlık aleminde sahip olduğum tek şey bu iğnedir. Bunu da neden taşıyorum bilmek istersen, çölde, ovada seni izlerken çok düşüyorum, kendimden geçiyorum; oralarda ayağıma, bedenime dikenler batıyor; bu iğneyle o dikenleri çıkarıyorum.
- İşte bunu istiyordum ben senden. Eğer aşkında gerçek isen bu iğne nasıl layık oluyor sana? Dikeni çıkarırsan buna vefa mı derler?!..

Hiç yorum yok: