21 Aralık 2009 Pazartesi

AŞKIN KABESİNDEYDİM


"Hayatı, tıpkı ayağı frende acemi bir şoför gibi yaşayan kadını gördüm. Yokuşta, virajda, otobanda ayağı hep frendeydi. Elleri ter içinde ve direksiyona sımsıkı yapışmıştı. Gözünü kırpmadan dikiz aynasına bakıyordu; önünde uzanan yoldan çok, ardında kalandaydı aklı. Ne zaman frene basmak gerekse, kafası karışıp gaza basan bir kadındı. Omuzları gergin, dişlerini sıkarak uyuyan, kalbi felç, teslimiyet nedir bilmeyen biri... İstanbul'da tanıdığım, Konya'da bıraktığım bir kadın; beni takip etmesin diye adresimi, telefonumu vermeden, hatta veda bile etmeden uzaklaştığım biriydi..."

"Aramadığında bulursun" demiştiniz. Peki ya bulduğumda nasıl anlayacaktım elimdekinin kıymetini? Bunu söylemediniz...


Günlerdir azıcık uykuyla yaşıyorum. Yatakta geçirdiğim saatlerin çoğunda açık gözlerim. Uyur uyanır da, her şey rüyaymış der miyim diye korkuyorum. Kulağımda ilahiler, gözümün önünden gitmeyen semazenler... Yüzümde tennurenin rüzgarı... Aklım, tahtını kalbime bıraktı nihayet. Kalbim kabesini buldu.

Annemin ödü patladı bu sabah. Yastığımın altından çıkarttığım ( hayatımda ilk defa bir kitapla uyudum, ben onu okumayı bıraktığımda da içindeki kelimeler yakinimde olsun istedim. Yakiiin olalım istedim ) Mesnevi'den bir hikaye okudum ona: Cariye ile Kuyumcunun aşkı...
Mesnevi daha ilk hikayede ilaç oldu yarama! Bana göre zamanıydı artık bitirmenin, sana göre zaten kaçıklıktı aşk, hastalıktı...Anneme göre eyvahlar olsun! Ama gerçek bu. Hasta ruhların tek ilacı aşk...
Aşk belasından kaçan olsa olsa kayıptır şu alemde.

Soğanın tam ortasındaydım yıllardır. Kabuğumu soya soya dışarıya doğru gidersem, evreni anlarım, anlamı bulurum sanıyordum.... Şimdi yönüm değişti; içime doğru gidiyorum, cücüğe doğru. Yolun çok başındayım. Yolun güzelliğine vurulmuş bir şaşkınım. Ne hal bilirim, ne usul ama niyetliyim. Niyet ettim niyet eyledim ve hatta "niyaz penceresi"nde niyaz eyledim aşkı anlamak için...

Annem korkuyor demiştim. Evet, "Allah adildir" diye dolanan, ilahiler dinleyerek gülümseyen, "zikir güzel bir şey, ne var korkacak" diyen kızının bu defa hangi oyuna katıldığını anlamaya çalışıyor. Hem gülüyor, hem korkuyor. Belki de oyumu "onlara" veririm sanıyor:)) "Çarşaf da giyersin yakında" diye şakalar yapıyor. Şakalarında endişeler çınlıyor...

Şimdi ne desem boş... İlk kez oyunda değilim, ilk kez oyunun dışına çıkmanın lezzetini sezdim anne desem anlar mı? Ben bile kimyamı hayretle izlerken, yanıma kalbimden gayrı yük almadığım bu yolculuğun ucunu bucağını göremezken ne anlatabilirim ki? Hiç.

huuuuuu......



7 yorum:

Gurudwara dedi ki...

Huu,
Hayyam'ın dediği gibi
'İnciyi isteyen dalgıç olacak,
Varı yoğu dosta verip dalacak
Canı avcunda, nefesi göğsünde
Ayağı baş, başı ayak olacak.'
Yani önce Arayıcı Olacak, sonra olacak, sonra...sonrası Aşk Olsun.huuu

Fortunata dedi ki...

Ne mutlu sizi burada görmek hocam... Aşk olsun! Huuu

JoA dedi ki...

yolun açık olsun fortunata. kalbin sarsılsın, çalkalansın, aşkına yer açsın.

şimdilik diyeceğim bu. detayları kahve içerken konuşuruz:)

Fortunata dedi ki...

Sağol JoA,
Evet evetkahvemizi içelim. Koskocaman öpüyorum!

kali dedi ki...

doktor ben de korkuyorum, getirtme beni oraya bi mail at bakayım :)

Brajeshwari dedi ki...

Merhaba
ancak hızlıca buradan yorum yerine mesaj gonderiyorum sana...Cocuk yogasi egitmenim Aylin Tokcan 2010 subat ayinda Cocuk yogasi egitimi verecek.Senin de israrla katilmani istiyorum !! Cok mutlu olacagini bildigimden, sana cook yakisacagina inandigimdan...lutfen www.cocukyogasi.com adresine gir, Aylin hocaya bir mail yaz. (ne zaman kurs, ücreti nedir gibi) ..Sonra da bana güzel haberlerini ver...Senin yerine çoşkuluyum bu kurs yüzünden :)

Vildan da ilgilenir mi acaba bununla...?

öpüyorummm...

Fortunata dedi ki...

Kali'cim,
Hemen yazıyorum sana. Öperim.

Sevgili Brashwari,
Hemen bakıyorum Aylin'in sayfasına. Vildan zaten burada okuyacaktır mesajını. İlgilenirse o da gelir. Çok çooook teşekkürler....