23 Mart 2009 Pazartesi

Haftaya Başlarken.

Bu sabah aklıma rahmetli Manhattan'lı Alpay'ın* "Haçik" fıkrası geldi. Durduk yere dolmuşta gülmeye başladım. Bir şey değil, bu hatta yeniyim ve daha şimdiden adım çıkacak manyak diye.
Gerçi ne olacak ki, iki dolmuşçu amca deli olduğumu düşünse? Hem bütün deliler içeride tutulacak diye bir kaide mi var canım? Cık cık cık...

Neyse, her durumda ve mekanda, kendi kendime gülme noktasına ulaştığım için mutluyum. Çünkü bu koordinattan saptığım anda hastalanıyorum. Dilim şikayet etmese, bedenim susmuyor. Somut bir örnekle gidersek, bakınız son hastalığım damar pörtlemesi! Yanlış duymadınız, bel ağrım geçti ve yerine damarlarımla ilgili şahane bir heyecan yerleşti. Fakat henüz tanı koyulamadığı için paylaşamayacağım. Tek söyleyebileceğim şey, kafa ile ilgili olduğu. Tamamen stres kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Daha açık söylemek gerekirse, öyle olduğuna inanmayı tercih ediyorum.

Geçen yıl Haziran ayında kalp krizi geçirdiğimi zannedip paniğe kapıldığımda, Hogan**, bunun duygusal kramp olduğunu söylemişti. Eee ben de bundan yola çıkarak bileklerimde ve şakaklarımda zonklayan, hatta şişen damarlarımın yine bu tür bir zımbırtının yansımaları olduğu kanaatine vardım.

Şimdi, tatsız konulardan tatlı konulara geçelim. Size fakirlikte son nokta keşiflerimden birini anlatmak isterim. Bakınız Caddebostan Burger King'de ne varmış? Sufle! Yaa, hem de acayip lezzetli. Tamam kabul ediyorum Yekta'nın suflesine bir metre dahi yaklaşamışlar ama bal gibi sufle işte. Hani Nişantaşı'na çıkıp, sufle yiyecek zamanınız ve paranız yoksa, Burger King bu işi çözmüş. Gerçek bir şişkoyu tatmin eder mi bilemem ama benim gibi tatlı krizine girince kesme şeker dahi yiyebilecek bir muhterem için şahane bir keşif doğrusu:) Dostum Muse'a buradan şükranlarımı sunarken, kendisine bir servete patlamış göbeği karşısında saygıyla eğilirim.

Hazır siz okumaya başlamışken araya şu haberleri de sıkıştıralım.
Bir.... Jale, Dereçiftlik'te barbekü partisi yapacak. Sanırım 12 Nisan'da. Bütün etçil arkadaşları bekliyoruz. Ayın ilk haftası blogda haber vereceğim.

İki.... 23 Nisan'da Kapadokya'ya gidiyoruz. Aklını fikrini yoga ve meditasyonla bozan var ise buyursun gelsin derim. Detaylar Gurudwara sayfasından öğrenilebilir.

Üçççç, - ki bu bence en mühimi:))- özel geziler düzenlemeyi iyice kafaya koydum. Cenk kardeşimle taa geçen yıl İzmir'e gidip, Deniz Restaurant'da kafaları çekerken konuştuğumuz bu fikri hayata geçirmek istiyorum. Yemek konusu ondan, şehir turu benden!

İlk kurbanlarım İstanbul Barosu'ndan olup ( kendileri istediler!!!); on, en fazla onbeş kişilik guruplara İstanbul turları yaptırmak niyetindeyim. Ancak bu turlarda asıl hedef iyi zaman geçirmek olacak. Ayrıca sadece tarih gezileri olarak düşünülmesini de istemiyorum. Şehrin gizemi üzerine yoğunlaşan bir anlatım hayal ediyorum. Mesela Londra'daki Thames gezileri, Karındeşen Jack turları gibi:)) Bilinen tarihten ziyade efsaneler, rivayetler eşliğinde -ve elbette Cenk gibi gerçek bir yemek üstadıyla- karnımız da, ruhumuz da doysun istiyorum..

Hedef kitlemiz otuzbeş yaş ve üzeri. Ayrıca bu turları zaman içinde İngilizce, Almanca ve Macarca rehberlerle gezegenin farklı köşelerinden gelen insanlarla da paylaşmak niyetindeyiz. Bakalım neler olacak?

Ayrıca gayet farkındayım ki, blog iyice günlük oldu ne zamandır... Vallahi de yazacağım, billahi de yazacağım. Ama elimdeki işler bitemedi ki... Yemek, ütü, yeni iş, banyo vs derken hemen gece oluyor. Çizimler, azıcık kitap, haftada iki gün yoga derken... Güle güle hafta! Bütün bunlara ek olarak Ruhi de var artık... Yakında tanışırsınız:))


Güzel bir hafta diliyorum...




Önemli Not. Kelebekler Özgürdür şahane bir yazı yazmış. İyi bir şeyler okumak isteyenler lütfen o tarafla idare ediversinler:)) Ayrıca fotoğrafın yazıyla ilgisi olmayıp, Gümüşlükte kurulan bir sofraya aittir....




*Eskiden Erenköylü idi ama ondört yıl evvel New York'a göçtü.


** Fillandiya'dan tranfer bir kayropraktik uzmanıdır kendisi.

4 yorum:

Lupelyan dedi ki...

İstanbul turlarında gerçekten ciddimisin? Ben ve bir kaç arkadaşım böyle bir tur olsada gitsek modundayız biz süredir. Gerçekleştirirsen haberim olsun.

Fortunata dedi ki...

:)Seve seve haber vereceğim. Zaten blogda da duyurmak istiyorum. Kafamda bir kaç güzergah var. Sanırım Nisan'da başlıyoruz.

kelebeklerözgürdür dedi ki...

ekmek bulamıyorsak pasta yiyelim sevgili rapunzel :)

bir de artık geceleri yalnız başıma olmadığımdan tedirgin uyumuyorum ama bu kez de damar pörtlemesi kaynaklı rapunzel bu gece patlayacak mı stresi var yahu :)

Fortunata dedi ki...

Sevgili Külkedisi,
Doktor amca bişi yok dedi, ama kriz anlarında bir parça çikolata iyi gelirmiş:)) Söz patlamayacağım!