18 Eylül 2024 Çarşamba

 

İnsan iç sesini duyamadığında dışarıdan birinin iç ses taklidi yapması ve rotadan sapan ne var ne yoksa hizalaması gerekiyor, ki biz buna bazen arkadaş, bazen mürşid, gün geliyor guru veya taksi şöförü diyoruz. Kim olduğu değil, bize ne ettiği önemli.

Bu sabah yolu gözümde büyütmeden, sancıyı tüm bedenime yaymadan evvel ne güzel ki böyle birine döküverdim içimi. Sağolsun o da hatırlamam gereken ne varsa bıraktı eteğime.

Uzun uzun seyrettim kucağımdaki hazineyi. Beni ben yapan her şey eteğimdeydi. Ne kalkıp silkelendim, ne de onları alıp ceplerime doldurdum. Ama bu satırlar muhatabınadır: dur artık. Ya da bu satırlar muhatabınadır: kımılda!

Bugün denizdeki kardinali seyrettim. Kuşlar konmuştu yamacına, çalkantılı deniz köpük köpüktü etrafında. Yaklaşma diyordu denizcilere, yaklaşma kayalık burası. Bende çok uzun zamandır kıyıya paralel bir kardinal gibiydim. Biri gelsin istiyordum ama durmadan yaklaşma sinyali veriyordum. Artık değilim, ben bir kardinal değilim. Hem kuşlar, hem dalgalar, hem de insanlar yanıma gelebilir. Geçmişi ve geleceği şimdi bugün burada değiştiriyor ve kendi hikayesinden firar eden tüm prensesler adına kraliçeliğimi ilan ediyorum:)

Kim olduğumuzu söylerlerse söylesinler önemli  değil, asıl olan kim olmak istediğimiz ve bunun için ne yaptığımızdır. Ben kımıldadım bugün, bana gerdan kıran şehrin incisine, mercanına, kedisine, yokuşuna açtım yüreğimi. Uzun zamandır bu kadar keyifli bir kahve ve kitaptan nasıl da mahrum etmiş, klişe göründüğünden nasıl da hayatımdan çıkartmıştım sokakta okumayı! Bu günden tezi yok, sadece kitap mı? Kalem, kağıt ve boyalarımla gezeceğim. Kim olduğuma ve hikayenin devamına da ben karar vereceğim. 

Hiç yorum yok: