19 Temmuz 2022 Salı

BUGÜN GÜNLERDEN İSİS

 






Günaydın,

Altıda uyandım. İsis'in kliniğe gitme günüydü. Heyecandan uyuyamadım. Yedi Temmuz'dan beri bizde ve her sabah onu daha iyi görüyorum. Elbette buna çok seviniyorum. Theodora'nın ona olumsuz bir tepki göstermemiş olmasına da aşırı minnettarım. Ancak bu sabah kendimi elim ayağım titrerken buldum. Sevdiklerime yetememek çok zorluyor beni. Çözüm ararken bazen çözümsüzlüğün de bir çözüm sayılabileceğinin kabulüne varamayıp hırpalanıyorum.

Kalbim çarpıyor, halsiz hissediyorum. Tabii bunlarda şişmanlamış olmamın da hatırı sayılır bir etkisi var. Duygu durumum bozulunca, yediklerimle ve uykumla ilişkim de nasibini alıyor.

Oysa aslında her şey olması gerektiği gibi akıyor, biliyorum. Yoluna gireceğini de biliyorum. Belki tam istediğim gibi olmayacak ama bir şekilde su yolunda akacak.

En çok bu uyur gezer, alıngan ve duygu durumunda boğulup tembelleşen Elvan'a tahammülsüzüm. Bu kadın neden hep aynı yerde patinaj yapıyor hiç bilmiyorum.

İsis'in hayatı yoluna girecek. Bunun için elimden geleni yapacağım. Aytaç Hoca da gözünü kurtarmak için ne gerekiyorsa yapacaktır, eminim. Kısırlık işini de çözdüğümüzde bir evi olamasa bile çok daha sağlıklı idare edebilecek hayatı. Tüm inancım bu yönde.

Peki benim neyim var? Bu içimdeki korku, telaş, endişe karışımı his nedir yahu?

Kahveyi bırakmalıyım belki, son zamanlarda sayıyı arttırdım.

Hiç yorum yok: