12 Mayıs 2011 Perşembe

AYNA AYNA SÖYLE BANA BENİMKİNDEN DAHA DEĞERLİ BİR HAYAT VAR MI ŞU DÜNYADA?


Ağır yükümü bırakacağım
Nehir kıyısında
Savaşla uğraşmayacağım artık
Kılıcımla kalkanımı bırakacağım
Nehir kıyısında
Savaşla uğraşmayacağım artık....
"Anti kanser", David Servan-Schreiber
"Her şerde bir hayır, her hayırda bir şer" der idi birileri. İnanırdım, inanmasına da, pek yerine oturmuyordu bazı cümleler. İçimde onlara yer açılmamıştı daha. Kafama giren kalbime girememiş, kalbime giren huzur bulup, bi tarafına yer edinememişti.
Büyüyorum. Yıpranmadan ve yıpratmadan yaşamanın yollarını ararken, teklemeye başlamış makinemi hor kullanmaktan vazgeçip, onun içinde kalacağım günlerin sonuna doğru büyüyorum.
Burhan'ın bahsettiği melekle konuşuyorum geceleri. Nicedir sırtımı döndüğüm maneviyatımla nihayet barıştım, konuşuyorum. Ona sıkıntımı, çözüm bekleyen derdimi anlatıyor, bana yol göstermesi için ricada bulunuyorum. Henüz o benimle kelimeleri kullanarak konuşmuyorsa da rüyalarım birer cevap nicedir.
Hayata karşı öfkelerimin ve beklentilerimin tam da olması gerektiği gibi karşılandığını, karşılanmadığını sandıklarımı ise gönülden istemediğimi, zamana bıraktığım kararsızlığımın çürümüş meyvaları tek tek başıma düşerken, artık kendime kızmayı bırakıp, az çürümüş yerlerinden birkaç ısırık alarak seyrediyorum. Kalanlarla da marmelat yapmayı planlıyorum.
Uzağımda sandığım ölümün, tüm huzuru ve heybetiyle usul usul fısıldadığını duyuyorum. Çok uzakta olmadığını söylüyor. Bu fısıltılar hayatımın en ilginç farkındalığı. Ölüm artık inkar etmediğim bir geçiş. Yakınlığı ürpertici ve bir o kadar da hayatın anlamını arttırıcı. Canlandırıcı!
Bu kıyıda otururken sorular gümbür gümbür geliyor sanki... Nedir aslında istediğim? Kimdir? Bütün bu bekleyiş ne uğrunadır? Yaprak neden yaprak olduğunu düşünmeden bir baharla gelip, diğer baharla giderken, insanın bunca anlam arasında hala ve illa da kendi varlığına bir değer biçmeye çalışması ne çaba ama? Mehmetus'un dediği gibi galaksi çok büyük...

Hiç yorum yok: