24 Mayıs 2011 Salı

AŞ, EŞ, İŞ DEĞİŞİR, ALLAH YETER Kİ AKIL FİKİR VERSİN:))


"İnsanın eşini, işini ve aşını bulması zaman alır" demişti bir aile dostumuz nişanlandığım zaman. Çok kızmıştım. İşimi seviyordum, eşimi de. Hem Bodrum'a yerleşince o hep sevdiğim otlardan ve peynir, zeytin olacaktı ya, daha ne?
Gel gör ki, hikaye böyle değilmiş... Çok bilen çok yanılırmış... ( Eski sevgililerimin "eski" olmalarının ortak paydası da budur: çok bilmeleri. O kadar fazla biliyorlardı ki herşeyi, ilişkide sürpriz kalmıyordu! Ve ben onların o çok bilen yanlarını kendimde yakaladığımda azimle, yavaş yavaş törpüledim zamanla. Neyseki hiçbir şey bilmeyenlerden oldum nihayet:)) Sonra sonra bu formülü anlamaya başladım. Hani durup durup dayatılmış hayatlar, öğretilmiş değerler hakkında yazıyorum ya, tüm serzenişim geç ayılışıma aslında..
Aşımı şimdi seçiyor olsaydım, kesinlikle İtalya'ya yerleşirdim; pizza, deniz ürünleri, zeytin, peynir, şarap! E tabii kahvee... Eşimi seçiyor olsaydım şu ana kadar tanıdıklarımın hepsini tereddütsüz pas geçer, aramaya devam ederdim; birlikte kahkahalarla gülebileceğim, öğretilmiş herşeyi umursamadan yaşayabilceğim bir adam isterdim. Ve işimi seçiyor olsaydım kesinlikle bir sirkte ya da müzikalde sahneye çıkıyor olmak isterdim, gezegenin herhangi bir yerinde...
E biraz geciktim:)) Bu yüzden çocuklarla yoga yaparak hiç olmazsa iş bölümüne en yakın noktada duruyorum. Buna da şükür di mi ya?
Bu sene sınıfta çocuklara bol bol kol bacak sallatarak serbest dans zamanı tanıdım. Aslında bunu onlar için değil, kesinlikle kendim için yaptım. Benim aşırı baskı altındaki kolum bacağım belki örnek olma kaygısıyla azıcık rahatlar da biraz sallanıp yuvarlanmayı öğrenir diye umutlandım... Hiç kolay değil. Ama hiç değil... Yıllarca kımıldamamış, özgürce hoplayıp zıplamamış bir bedeni kımıldatmak ciddi bir iş. Şimdilerde işim bu: kendimi ve çocukları eğlendirmek. Önümüzdeki ay orff eğitimine katılacağım. Müziği duyan kulaklarıma artık duymakla yetinmeyip, onu bedenime iletmelerini öğretmeyi deneyeceğim. Öldüğümde zaten kaskatı olacak bu beden, neden ölmeden evvel kasılıp kalsın ki? Onun da hakkı değil mi hoplayıp zıplamak? Düşünce ve duyguları bu kadar ip cambazı olan birinin bedeni benimki kadar utangaç olmamalı.
Şimdiiii; eş aramaya zamanım yok, aş desen doktor kilo ver dedi ama iş için çok keyfim yerinde. Yaşasın yeni okullar, yaşasın yeni çocuklar...

3 yorum:

pelinpembesi dedi ki...

ne kadarb güzel anlatmışın:)) keyifle okudum yazını. orf eğitimi nasıl bir şey merak ettim..

Fortunata dedi ki...

Merhaba Buket, bir iki dakika iyi vakit geçirmene sebep olabildiysem ne mutlu:)
Orff için bakınız: Orff-Schulwerk
Eğitim ve Danışmanlık Merkezi Türkiye
info@orffmerkezi.org
www.orffmerkezi.org
tel:0216-435 83 50/193 veya 236
fax:0216-435 83 54
Sevgilerimle...

Brajeshwari dedi ki...

yaşasın! ( bir yerde umut varsa, o dağılır, büyür)

:)