14 Eylül 2022 Çarşamba

EYLÜL SABAHI

 

Fırtına geçti. Acaba bu defa hangi evin çatısını uçurdu, kimin kalbinin menteşelerini söktü? Bilinmez...

Hiçkimsenin acısından mutluluk duyacak kadar zalim değilim. Olmadım, olmam da, fakat hissettirdiği her duyguyu kendisi de deneyimlemeden ölmemeli insanlar. Eğer mümkün olsaydı, gerçek adalet bu olurdu.

Her sabah yataktan kalktığımda sahip olduklarıma şükrediyor ve içinden geçtiğim tüm hayatların bir anlamı olduğunu seziyorum. Karşılaşmalar, teğet geçmeler, seçmeler, seçmeyişler... Her biri anlamlıydı. Bizi biz yapan yolculuklarda tüm karşılaşmalar tercih ettiğimiz pakete dahildi. Bir yanım tüm bunları kabullenirken, diğer parçam hala sonsuzluk planındaki insanlığını hiç bitmeyecekmiş gibi erteliyor. Oysa hayatta bir tek şey imkansız: ertelemek.

Ertelemek en kötü ilüzyon. Hayatı yaşamaktan başka seçeneğimiz yok. Çünkü daha iyi bir an asla olmayacak. En iyisi şu an ve tek seçenek olabildiğince hakkını vererek yaşamak.

Şimdi kuşları dinliyorum. Şansıma şükrediyorum. Haftaya bugün bambaşka bir sokakta henüz tanışmadığım kuşları dinleme ihtimalime gülümsüyorum. Tüm güzellikler benimle bugün. Kollarımı açtım olasılıklar denizinde heyecanla yüzüyorum.

Ev toplamak çok ilginç bir his. İnsan sadece eşyalarını değil, o eşyaların hikayesini de toparlıyor. Yarım yamalak hatırlanan yaşanmışlıklar, aile yadigarı öyküler, saçağı sökülmüş halılar ve daha neler neler... Mesela duygular, duygularıma bakıyorum en çok. Nasıl örmüşüm olay örgülerini, ne yaşamış, ne hissetmişim? Çoğu yerde ilmik kaçırdığımı görüyorum. Yine de sırf inadımdan devam etmişim. En çok duygularla yüzleşmeme yaradı taşınmak. Yarası beresi ile ittirildiği köşede öylece dona kalan kendimi alıp banyoya soktum. Güzelce yıkadım pakladım. Bayram çocuğum ettim kendimi, ona yepyeni bir ev aldım. İçine seçtiği anıları, tercih ettiği insanları koysun diye. "Al Elvan'ım, bu senin bayramlığın" dedim. İnanır mısınız hala elleri titrek, hala güvensiz bakıyor bana. Ama inanıyorum, zamanla bu taşınmanın anlamını kavrayacak. Bir hayatın tüm tortusunu bırakıp, berrak bir sayfaya geçmenin sadece masallarda olmadığını O da görecek.

Kötülükleri, kötü kalplileri bırakarak gidiyorum buradan. Bu pakette blog da var. Beni seçmeyen eski sevgiliyi, buraya gelip gizlice Elvan ne halt ediyor diye bakanı nihayet bırakıyorum. Bana bir defa bile içtenlikle nasılsın demiyeni bırakıyorum. Omuzlarıma, kalbime yük olan çocukluk anılarımı, ilkokulda geçen beş yılımı, babamın inlemelerini, annemin gözyaşlarını, kardeşimi ve beni ısıtan gaz sobasını, öptüğümüz güvercin yavruları bu sabah buraya hepes,ni yazmaya yetemeyeceğim onlarca kırgınlığı, minicik kalplerimize sokulan tüm kıymıkları bırakıyorum. Herkesin layığını yaşadığı bir hayattır arzum. Dilerim öyle olsun.


Hiç yorum yok: