7 Haziran 2013 Cuma

NİHAYET STUTTGART!


İşte geldim burdayım, ben bu işte ustayım:) Sonunda içimden şarkı söylemek falan geliyor yahu! Bugün hayvanat bahçesinde akbabalara baktım, İçimden Nil'in Akbaba şarkısını söyledim: "akraba olmasın, akbaba olmasın...." Arkasından kartallara, kutup ayılarına ve timsahlara selam verdim. Aldılar mı bilmem... Veee Üç hafta belgesel izlemenin sonunda nihayet kırk yaşıma gün sayarken gerçek bir penguen kolonisiyle tanıştım. Allah inandırsın, leşşş gibi balık kokuyorlar ama öyle böyle değil, çürükçül bir koku!
Gorillere gelince.... kesinlikle şahaneler ve kesinlikle bize benziyorlar. Bence cidden akrabalığımız çok yakın! Bilim insanlarına kalsa kurbağalar DNA yapılarımızdaki benzerlik nedeniyle bize daha yakınmış ama bu hayvanlar hal ve tavırlarıyla o kadar  bizi anımsatıyor ki, Jane neden bir ömrü onlarla geçirdi anlayabilirim. Gerçi pek çok kadın ömrünü bir öküzle geçirdiğine göre, goril neden olmasın!
Onları seyretmeye doyamadık. Amerikalı olduğunu tahmin ettiğim sevimsiz kız bölmeseydi, kimbilir gözgöze ne kadar zaman geçirirdik. İnsan alıp evde beslemek istiyor!
Wilhelma Hayvanat Bahçesi gerçekten çok büyük ve güzel. Sadece hayvanların çeşitliliği değil, bitkiler ve etraftaki düzenlemeler de harika! Sanırım en çok gorillerden etkilendim. Ne kutup ayıları, ne de penguenler, ne zebralar, ne zürafalar... benim gözdem, hatta Jasmin'le gözdemiz kesinlikle goriller. A bir de kızıl tüylü pasaklı bir orangutan vardı.  O da çok tatlıydı!
Fakat hamam böcekleriyle ilgili ne yazık ki olumlu şeyler yazamayacağım. Zira ölümüne tiksindiriciler. Tabii kurbağalar da öyle. Prensesler nasıl oluyor ve masallarda bu iğrenç canlıyı öpüyorlar anlamıyorum! Şahsen ben yüz yıl erkeksiz kalsam yine de öpmem! Afedersin kurbağa, bu inan seninle ilgili değil, sorun bende!
Stuttgart'da hava harika!  Her tarafta nefis bir bahar kokusu var ve insan yanmadan, terlemeden dolaşabiliyor. Üstelik bizim yaşadığımız mahalle o kadar sakin ki, sokakta birilerini görünce üzerine işaret koymak istiyorum! Sadece merkez kalabalık. Ah ya, gözünü sevdiğim medeniyet!
 A, neredeyse atlayacaktım; eylemler burada da devam ediyor. Dün uçaktan iner inmez şehrin merkezindeki eyleme karıştık. Çok hoşuma gitti, buradaki insanlar konuya inanılmaz duyarlılar. Taksim'e giden arkadaşlarımıza söylemek isterim ki, herkes ülkemizin yeni bir yol bulması için bütün iyi niyetiyle destek veriyor. Bunu görmek güzel. Dayan Taksim! Her yer Taksim!

Bütün bunların dışında havanın geç kararması ve nihayet Jasmin'le zaman geçirmek harika! Aaaa Agi, buna sen çok sevineceksin, bak ne yapıyorum; her gün düzenli çim suyu içmeye başladım! Üç hafta sonra benim de cildim bebek gibi olacak:))) Hatta bir kırk yaş detoksu da  mı yapsam yahu?
Belki o zaman bitimi ayıklayacak, elimi tutacak bir centilmenle tanışır ve ben de şurada sere serpe uzanmış akrabam gibi öğleden sonra güneşinin tadını çıkartırım:)))


  

Hiç yorum yok: