15 Mart 2012 Perşembe

ÜLKE


Bence iyi yönetilmiyor. Kız çocuklarına- ve tabii oğlanlara- bilmem ne pad ya da tablet alacağımıza öncelikle kullandıkları petleri tuvalete değil, çöp tenekesine atmayı, dahası ve en önemlisi şehir hayatının neleri gerektirdiğini anlatmak lazım. Tablet ne ya? Kitap okunmayan bir ülke zaten burası. Zaten basılan kitapların yüzde yetmişi de basbayağı çöp! Amerika'da çok satan kitaptan bana ne ya? Beni kitabın edebi bir değeri ve evrensel bir mesajı olup olmadığı ilgilendirir. Bakalım hikaye zamanı ve coğrafyayı aşmış mı? Kendi dilinden benim dilime çevrilirken tadı tuzu yerinde kalmış mı?
Of! Çok kızgınım yine. Belim tutulup kalacak diye gevşemeye çalışırken bu konuda yazmak tam bir çelişki. Ama ne yapayım? Çıkmışım okulumdan, almışım evimin ıvır zıvırını tıpış tıpış yürürken.. Kaldırımda bisiklete binen çocuğu "burası yayalar için, insanlar için, araba yolunu kullansan?" diye uyardığımda bana dönüp, "abla ben insan değil miyim? " dedi! İnsansın kardeşim ama tepesi ezile ezile büyümüş, bu yüzden aklı değil, dili uzamış ve bisikletin kaldırımda kullanılmayacağını öğrenmemiş bir insansın! Köyüne ekmek gitmediği için tası tarağı toplayıp, şehrimizin içine etmeye gelen bir anne ve bir babanın evladısın. Sana kızgın değilim, seni buraya sürükleyen ve ikimizi karşı karşıya getiren şahane ülke yönetime kızgınım.
Bu ülkeyi ister Taytay yönetsin, ister Kaplumbağa hiç umurumda değil. Boy Geprge bile yönetse eyvallah derim. Ama yalvarırım biraz merhamet yahu. Azıcık nezaket, bir lokma da medeniyet! Hepsi karaborsa anasını satiiimmm.
Gıcık oluyorum şarkılara; "..Türkiyem Türkiyem cennetim, benim eşsiz milletim..." ya da "bir başkadır benim memleketim..." Hepsi yalan! Eğitimsiz, kalpsiz, nevrotik, basbayağı kompleksli insanlarız. Yerleşik düzene yüzyıllardır kıçını yerleştirememiş, yedi ceddi dağda taşta göçebe yaşamış insana "Türk" denir.
O beğenmediğimiz Almanların sokaklarına ekmek düşse yerden alınıp yenir. Pis adamlar, kıçlarını yıkamıyorlar dediğimiz İngilizlerin sahte nezaketini seveyim ben. Yalvarırım bizim topraklarımızda da, özellikle Bağdat Caddesi gibi nadide semtlerimizde birileri kol çantasıyla mememi çürütüp geçeceğine, sahte sahte gülüp yolun sağına çekilsin o pis dediğimiz İngilizler gibi!
Hiç umudum kalmadı. Hiç!

2 yorum:

guguk kuşu dedi ki...

2 gün önce aynı sözleri ben söylüyordum:D
muayenesi biten bir hasta sekretere geldi, muayene sonuç kağıdını almak için ve sekreter ona bu binanın 1., 2. ve 3. katlarına çıkacaksınız dedi asıl önemli olan kadının sorusuydu: yukarıya nasıl çıkacağım? işte orda umutlarım tükendi. diyecek bişey bulamıyorum.

Fortunata dedi ki...

ne desem ki....