25 Ağustos 2010 Çarşamba

YAPRAKLAR DÖKÜLMEDEN EVVEL İÇ DÖKÜMÜ :)

Burhan'ı çok özledim... Neredeyse yirmi yıl oldu ve ben hala onun her yıl kazıya gitmesine alışamadım... Onun her gidişi bana şu dünyada ne kadar az dostum olduğunu hatırlatıyor. Şikayetçi değilim, bir tane bile olmayabilirdi. Ama şart mıydı gezegenin dört bir tarafına dağılmaları? Daha yakın olamaz mıydık? Bu kadar çok özlemek kalbimi ağrıtıyor.
( Sensiz U2 neye yarar Jasmin? Gel bari Bodrum'a gidelim :) Biliyor musun aklıma bu sabah motosiklet tepesinde mezarlığa gidişimiz geldi... Kocaman bir yıl geçmiş... hayat seninle o kadar gerçek, o kadar olduğu gibi ki, seni "dost" yapan kesinlikle bu! Allah Prusya Kralı'ndan razı olsun, kedi olalı bir fare tuttu!)
Geçen hafta sadece üç gün evde yalnız kaldım, canım acıdı. Yüzüm düştü! Yalnız yaşamak hiç bana göre değil. Hayatımın hiç bir döneminde sessiz, ıssız bir ev istemedim. Tekbaşına olmak değilse de yalnızlık insanı, hiç kimseyi değilse de beni, delirtebilir. Bunu bana ilk öğreten rahmetli kocam oldu. Onun, "insanı derin bir yalnızlığa itmek" yeteneği vardı. Doğuştan yalnızdı ve yalnız hissettirmenin kitabını yazmıştı! Umarım hayatına benden sonra giren kadınlar daha iyi şeyler bulmuştur onda. Zira benim bulduğumu sandığım şey, kendi yansımamdan başka neydi ki? Vay be, gün gelip bunu da söyledim ya, Himalayalar sıkı dur geliyorum!
C.tesi sabaha karşı Karadeniz'in sisli dağlarına uçuyorum. Anneannemin köyüne gideceğim, annemin geçmişine... Burhan gibi kazıya gidemiyorum belki ama içimde o kadar fazla eşeleniyorum ki, bazen göz gözü görmüyor toz topraktan! Ve artık eşelenmek istemiyorum, bulduklarımı çizmeye başlasam daha hayırlı bir iş olacak.
( eve dön Burhan!!!! )
Dönüşte Burgazada gezimize beklerim; 5 Eylül akşamı Kalamış Marina'dan çıkıyoruz. Geldiniz geldiniz, gelemediniz Eylül 19'da ancak görüşürüz. Zira U2 ile işim biter bitmez köyüme gidiyorum. Bu kadar düşünmek içimi bulandırdı, Aysel'le birlikte teyzemin dizinin dibine saklanmak, dedemle sohbet etmek ve yüzmek istiyorum! Biraz da keçi peyniri:) Ya şu hayat diye burnuma dayatılan şey ne ki zaten!
Yaşasın Buddha-Zorba!
( Özgür, bana bak Kuzey Kutbu için söylediğin fiyat yanlışsa yedim seni, sahi nerede kaldın sen? )
Önemli Not: "Yine mi Çiçek" çalıyor fonda.... Rakısız geçen bir yaza daha hoşçakal derken hepinizi öpüyorum...

3 yorum:

Brajeshwari dedi ki...

köyünde karsilasiriz belki aynı tarihlerde, kimbilir....

Bal Sultan dedi ki...

Niye rakısız geçti ki yaz ? Ayrıca her bir geziyi itinayla benim Bodrum'da olduğum zamana denk getirdin, acaba ben mi çok geliyorum buraya :) Sevgiler çok çok ve çok.
Not: İçindeki kazıları paylaştığın için teşekkürler, daha önce de söylemişimdir ama yaşlı gökyüzümüz altında bir kişinin daha benim durumumu paylaştığını bilmek huzur verici.

muchka dedi ki...

Bodrum'a geldiğinde haber ver görüşelim olur mu, çok isterim :)) bu arada yorum yazmasam da yazılarının takipçisiyim ;))