2 Şubat 2024 Cuma

MAT İYİDİR.


Günaydın,

Güne mat üzerinde başladım. Hemen heyecanlanmayalım, mata çıktım dediysem üç beş esneme hareketiydi o kadar. O da bayıldığımdan değil, yüzerken uzayan kaslarımın formu değişmesin, yaz gelince sıfırdan başlamayalım diye. Sonuç: iyi geldi. Biraz kımıldayınca sadece omuzlarımın ve üst sırtımın gerginliğini, bacaklarımın kalınlığını değil, dişlerimi sıktığımı da fark ettim. Gözlem faydalıdır, zira gün içinde kendimizi sobelemeye yarar. Fark etmediğimiz şeye dair iyi kılma, yerine yenisini koyma arzusu duyamayız.

İnsan bedeni anatomi severlerin anlattığı gibi sadece mekanik bir yapı değil;  bedenin omurların arasında korunan ve tüm sisteme yayılan elektrik santralleri, kimyasalları ve daha kimbilir bugün modern tıbbın henüz isim veremediği neleri neleri var. 

İnsan, içinde kocaman bir okyanus salındığını, en az o okyanus kadar derin ve gizemli olduğunu bir bilse! Bilebilsek... 

Bilenlenden, sezenlerden olsak....

Bedensel aktivite beni farklı bir kafaya sokuyor. Okuyarak ve yazarak elde edemediğim bambaşka eşiklere getiriyor. Oralara gelirken, genellikle beklentisiz oluyorum fakat nasıl bir süreçse her defasında görüyorum ki, müzik ve beden kımıltısı gerçekten işe yarıyor. Yani günde şu kadar namaz, bu kadar seks, spor, yürüyüş, dans neyse önerildiğinde ve uygulanıp, devamlılığı sağlandığında değişeceğiniz kesin. Elbette günde beş saat ölümüne antreman yapın demiyorum, o profesyonel sporcuların meselesi. Ya da sevişmek bilinç açıyor diye önümüze gelenle sevişmiyoruz. Bilmem anlatabildim mi?

Ay ne anlatıyorum ben sabah sabah. Mattaydım, hoşuma gitti. Nokta.

Uzun yıllar mata çıkmış biri olarak "bir metrekarelik" alanı şiddetle tavsiye ederim. Zira yaşamda ve ötede kullandığımız ahanda o kadardır. Bu yüzden sahicilik özlemi dayanılmaz olduğunda veya dayatılanların sahteliği taşınmaz hale gelmeden az evvel, sırf dengelemek için bile olsa mata çıkılmalı. Ya da seccadeye kapanmalı.

Dışarıda güzel bir hava var. Mutlaka yürüyeceğim. Artık güneşi seviyorum, hatta özlüyorum. Dilerim içinden geçmekte olduğumuz iyice daralmış hayatlarımızda ne yapar eder kendinize bir metrekarelik alanlar yaratırsınız. Elli senelik yaşayamamışlık deneyimimden yola çıkarak o bir metrekarenin peşine düşmenizi, onun farklı yerlerde, değişik formlarda her an önünüze çıkabileceğini anlamanızı dilerim. 

Görmek niyetiyle bakarsanız, size görünür olur. 

Namaste




Hiç yorum yok: