14 Mayıs 2021 Cuma

HEKATE

 




Eskiden Metis'i çok değerli bulurdum. Bilgiliydi, akıllıydı. Zeus tarafından yutuluşu, başına gelenlere rağmen öfkesine tutunmayışı, Hera gibi kadınca oyunlarla kendini küçültmeyişi bende derin bir saygı uyandırıyordu. Athena'nın annesi olması da ayrı bir üstünlüktü zannımca.

Nereden bakarsak bakalım, Metis benim Olimpos'daki idolümdü. Ama artık değil. Hayatımın bu döneminde tüm işaretler Hekate diyor. Atribüleri, Olimpos'da kabul görmeyişi ve bunu umursamayışı, Zeus tarafından ona verilen yetkiler... Yeraltının bilgisine sahip oluşu, tıpkı Druidlerin sembolüne benzeyen çarkı... Her şey Hekate'ye işaret ediyor.

Öncelikle Karyalı olması önemli. Hekate benim köylüm. Her ne kadar tapınağını görmesem de Karyalı kadınların ona olan saygısının bugün bile sürdüğünü biliyorum. Otları tanıyan, mevsiminde toplanan otları nasıl iksire dönüştüreceğini bilen, bazılarıyla muhteşem yemekler pişirebilen onlarca bilge kadın tanıdım. Onların pişirdiklerini yedim, diktiklerini giydim. Onlar Hekate'nin kızlarıydı, doğayı okuyabiliyorlardı. Tıpkı Metis'in aklını kullandığı beceriyle, Karyalı kadınlar sezgilerini kullanıyorlardı. Ne zaman Karya'yı düşünsem, yakıcı güneşin altında acı papatya, defne, incir kokar burnuma. Mersin dallarıyla yapılan mezarlık ziyaretleri canlanır gözümde. Mezarlıklara dökülen testi testi su içimi serinletir, ölülerim ferahlar.

Antik Yunan'ın Anadolu'daki izini sürmek, bu topraklardan doğan bilgiyi ve bilgeliği hissedebilmek için bu olağanüstü ritüelleri seyretmek fazlasıyla yeterlidir. Bir genç kızın kına gecesini, develerle taşınan çeyizini, düğün için kurulan sofrasını gördüğünüzde modern dünyanın dışına savrulmamak imkansızdır. Orada pişen yemekte Hekate'nin eli vardır. Aynı genç kadın anne olurken karnına sürdüğü yağda, sancısını dindiren otta, bebeği hayatta tutan ritüellerde hep Hekate yardım eder. Bölgenin bereketi ondan sorulur, Asklepios'a atfedilen yeraltı bilgisine de sahiptir Hekate. Zehir ve panzehir arasındaki ince çizgiyi bilir. 

Hekate döngüleri kader çarkına yerleştiren tanrıçadır. Ay ve gecenin örtüsünü yalnızca o kullanır. Ay'dan yansıyan ışığın toprağa, havaya ve suya etkisi tamamen onun bilgeliği dahilindedir. Doğa'nın şefkatli ve gizemli elidir onun dokunuşu.

Bilgisi ve gücüyle yüreklere korku salması tamamen insanoğlunun bilinmeze karşı tedirginliğinden, karanlığa dair eski korkularındandır. Ne zaman ki içimizdeki karanlığı keşfe çıkarız, işte o vakit Hekate'nin ay ışığı yolumuzu aydınlatır. Asla içeri giremeyeceğimizi düşündüğümüz derin mağaralar, katiyen çıkamayacağımıza inandığımız yolculuklar biz adım attığımız anda tanrıçanın meşalesiyle aydınlanır.

İçindeki karanlığa gözlerini diktiğin an, Hekate yolunu aydınlatır. Göze almaktır Hekate, anlamak ve meydan okumaktır. Bilginin bittiği, bilgeliğin başladığı basmaktır. Bilinmezin kapısında kıvranmanın sonu, boşlukta süzülme sanatının ilk harfidir.

Hekate ışık saçar. Aydınlattığı İmparatorluklar arasında Bizans da vardır. Bizans'ın inanç tarihine baktığımızda Hekate'nin sihirli dokunuşunu anlatan metinler buluruz. Karanlığından korkmayı bıraktığınız an, şefkatini görürsünüz Hekate'nin. Bu o kadar zamanları aşan bir merhamettir ki, ruhun ölüler diyarına teslim edilişine dek size eşlik eder tanrıça. Böylesine derinden bağlıdır döngülere.

Amazonlarla kucaklaşması, perilerle sarmaş dolaş gösterilmesi sizi ürkütmesin, Roma imparatorları, imparatoriçeleri bile onun dostluğundan güç almıştır. Sıtmayla yok olan güzeller güzeli Stratonikeia kenti sikkelerinde tanrıçayı elinde hamam tası ve meşale, ayaklarının dibinde yılanla görürüz. Yola revan olmak için gerekli tüm sunumu yapar hekate.

Büyüleyen, büyünün gücünü kullanabilen bir tanrıçanın karanlığına değil, elindeki meşaleye odaklanmanızı tavsiye ederim. Yeni Ay gökyüzünde seyrederken, Hekate'nin anaç, aydınlık ve bilge güçleri sizinle olsun. Onun eteğinde ne kadar huzurlu uyuyacağınızı asla unutmayın. Hekate, insanın  içerideki ve dışarıdaki karanlığına kucak açması için Olimpos'dan inen en merhametli, en cesur, en anaç tanrıçadır.

Bana göre bilginin beslediği zihnin doyduğu, ruhun açlığını fark ettiği eşikte bekler Hekate. Onun elini tutmak demek, ışıklı bir yola adım atmak olsa gerek. Cesaret korkusuzluk değildir ki, korkuya rağmen yapılan tüm hamlelerdir.

Hiç yorum yok: