15 Eylül 2020 Salı

MELEKLER VE ŞEYTANLAR, KORUYUN BİZİ!

 




Şeytanlar ve melekler, karanlık ve aydınlık taraf. Biliyoruz buradalar, her an içimizde ve aynı anda etrafımızda. Çetin bir çarpışma yaşanıyor. Hepimiz hissediyoruz. Adını koyamasak da, çarkın dişlilerine bir şey sıkıştı, hissediyoruz.

Öyle değil mi?

Kimi sabahlar buzlu camın ardından sonu gelmez fırtınaları izler gibiyim; çaresiz, sessiz ve belirsiz. Bazen de tam ortasındayım bulduğunu önüne katan, ağaçları kökünden, düşünceleri zihinden savuran deli bir rüzgarın! 

Aç kalmak istemeyen ve sırf bu yüzden kan dolaşımını yavaşlatıp, derin uykuya yatabilen tüm hayvanlara imrenir oldum. Belli ki bu nedenle uzun uzun uyuyor, uzun uzun uyuyamadığımda da odamın karanlığında kımıldamadan durup, annemin "her şey geçti Elvan, hadi gel kahvaltı hazır" sesiyle kalkmak istiyorum yataktan.

Ama olmaz ki... İnsanlar kış uykusuna yatmaz, metabolizmaları dört mevsime uygun yaratılmıştır. Öyle mi sahiden? Bence bu konu yeterince araştırılmış değil. Hem zaten annem bizde yaşamıyor, yani kimse bana kahvaltı  falan hazırlamayacak...

Öyleyse bu sonu belirsiz kabustan nasıl uyanacağım?

Nasıl?

Kendime ayırdığım yoga vakti, başımı matıma koyduğum anlar, yüzerken, birazcık da yürürken huzurlu hissediyorum. Kımıldadığım an, bedenimde salgılanan hormonlar sayesinde azıcık da olsa döndürüyorum nefesimi, hayat enerjimi. Fakat hepsi bu. Durmanın zorluğunu hiç böylesine derin hissetmemiştim.

Hazinelerle dolu sulara tek başıma dalış yapıyor gibiyim. Heyecanlı ve güvenlik hissinden yoksun.

Bütün bunlar olup biterken dinliyorum, okuyorum. İnsan olmanın manası üzerine dalıp gidiyor, gittiğim yerde huzursuzlanıp, en olmadık hatıralara düşüyorum. Hayatın salınımı, rotası, halatı ve hatta mevsimi değişti... Dengede kalmak büyük beceri oldu bir saatten diğerine akarken.

Gözlerimi kapatıp birkaç derin nefes alıp verdikten sonra, penceremin önündeki ıhlamur ağacının nasıl da farklı göründüğüne hayret ediyorum. Onu aylardır seyretmeme rağmen sadece birkaç dakikada bile ışığın değişimini, yapraklarının bir mevsimden ötekine geçişini görebiliyorum. Tam şu an güneş ona uygun bir eğime gelmiş ve bütün bunları izlemekten, anlamlandırmaktan, en  önemlisi de onlarla bir olup akmaktan aciz insan.

Bugün söyleyeceklerim bu kadar. Sabaha benim gibi kendi kedine konuşma arzusuyla uyanmış yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim, gün uzun.

namaste

Hiç yorum yok: