7 Ocak 2012 Cumartesi

ÖLÜMDEN KORKUYORSAN YAŞAMIYORSUN DEMEKTİR...


"Sen ne üzülüyorsun, bırak kedileri tekmeleyenler, gözünü kırpmadan adam öldürenler... üzülsün" dedi S.Y.
Gerçekten ya, ben niya aka karaya üzülüp, her gözüme takılanı kalbimin ortasına yara yapıyorum ki? "Duvarı nem, insanı gam yıkar" dememiş mi birileri? Bu kadar gama, - ki benim ki manasız gam-, duvar değil yıkılmak, çoktan kum olmuştu!
2008 yılıın 18 Nisan gecesi başlayan fırtınayı kontrol etmeye çalışmaktan öyle yoruldum ki, ardı sıra gelen her patlamada bir yelkenimi parçaladım. Rotasız, pusulasız, tayfasızım. Bu durumda yapabileceğim tek şeyi yapacağım öyleyse; ölüm korkusuyla günden güne erimektense, karaya, olabilecek en güvenli limana gidip gemimi, hayatımı kıçtan baştan karaya bağlayacağım. Bu fırtınayı yaşamaya artık gücüm yok, ancak ve ancak karadan seyredip, zaman zaman rüyamda başa çıkabilirim.
İnsan bir savaşta kaç kere yenilir ki?

2 yorum:

Enis Diker dedi ki...

Kedileri tekmeleyeni onaylamak mümkün değil hocam. Yapılan kötü, yapan da kötü bir şey yapmıştır. Fakat kötülüğü yapanın kötü eyleminin sorumluluğunu yüklenmekse doğru değil. Dünyanın bütün kötülüklerine karşı çıkalım da bundan kendimizi sorumlu tutmak ağır yük. Kimseye cehennem arzulamadan onaylamayıyorsak, gücümüzün yetiği kadar engellemeye çalışıyorsak sorumluluk bizden çıkmıştır.

Konuyu bilmiyorum, ama kendimiz bu kadar üzmeyin, hırpalamayın lütfen

Fortunata dedi ki...

:) Sağolun Enis Bey, ben de bu yoldayım zaten. Bu kadar aptalca kırılganlık yeter. Azıcık büyümek, aklı da kullanmak lazım gelir:)