16 Aralık 2021 Perşembe

GÜNLER GÜNLERE, YILLAR YILLARA...


 


Bu sabah Victor öldüğü için üzülerek uyandım.. Onu özleyerek güne başlamanın kalp ağrısı var bedenimde. Ona ait bir eşyayı uzun uzun koklamak, bu soğuk ve karanlık günleri Victor, Görkem, Harun ve Mucukku ile Bodrum'da geçirmek isterdim...

Biliyorum, imkansız. Olsun, yine de isterdim. Ve olsun, ne mutlu bana ki özlediğim bir dönemi olmuş hayatımın. 

"Göktepe'ye çıkıp bağırmak istedim" dedi Jale Teyze. Sonra vazgeçmiş, çünkü şehrin ortasında kaldı Göktepe, oradan bağırırsa herkes duyar... Demek Jale Teyzemin ormanı Göktepe...

Suat'ın ormanı alıp başını gitmekmiş. "Gidemeyince kendi ormanımı yarattım" dedi. 

Suat'ın ormanı "Sağır Bahçe"

Alkatraz Kuşçusu'nu izlememi önerdi. Güzelmiş. Düşündürdü beni. Kendi ormanımı düşündüm. 

Günler, yıllar hızla akıp giderken ve ölüm ensemde soluklanırken, ormanım nerede bilemiyorum... Yazmak belki benim ormanım. Okumak, yazmak, çayır çimende dolanmak ve yine yazmak. Basit beslenmek, elde örülmüş battaniyelerde uyumak. Çocuklarla oynamak, öğrencilerime emek harcamak. Evet bunlar mutlaka benim ormanımda var.... Ama bir şey daha olmalı... O ne ola?

Ormana gitmek istiyorum. Düzlüğün bittiği yerde ağaçlara karışmak, yürüyebildiğimce yürümek, yorulunca uyumak, acıkınca açlığı hissetmek.... Sahiden, sahici bir korkma hissi. 

Kaybolmak ve bulmak. Kendimi bulmak istiyorum!

Ormana gidip, kendimi alıp getirmek, kendime gelmek istiyorum. Buz gibi bir derede yıkanır gibi, kocaman bir yardan atlar gibi... Gerekirse önce kaybetmek, sonra bulmak....

Ne dilediğime dikkat etmem gerektiğini de biliyorum. Hiçbir içten yakarış yoktur ki cevapsız kalsın. Yürekten istemenin faturası ödenir.... 

Biliyorum.


Hiç yorum yok: