Uzun ve sınavlarla dolu bir yazdan sonra nihayet serin ve huzurlu sonbahar diyeceğim de, dilim varmıyor! Zira sonbahar da kendi dersleriyle, şahsına münhasır özellikleriyle geliyor!
Hoş geliyor o halde, Adnan kardeşimin söylemesiyle seslenirsek; eyvallah.
Bu sezon sadece yoga ile haşır neşir olmadığım, hayatta en sevdiğim ve aslında gerçek anlamda bildiğim tek işe bir anlamda geri dönüyorum. Yeniden arkeoloji okumaları ve anlatmaları yapacağım değişik bir deneyimin kapısındayım. Bir ayağımı attım bile eşikten. Yüreğim pır pır, kafamda sorular, içimde şen bir çocuk!
Çok düşünmüyorum dersem yalan olur. Ama o öğrenciliğimdeki ve hatta iş yaparken kazı evlerinde ve arazideki ruh durumum sanki dün gitmiş gibi geri geldi. En iyi ama en iyi şekilde elimdeki işi yapabilme isteği. Neyse ki yalnız değilim; Burhan var, Selim Hocam var, Ersen Ağabey var...Ve tabii Theodora var:)
Mevsimin güzelliğinden sarhoş, onlarca yerine oturtulmayı bekleyen duygu ve düşünce arasında el yordamıyla yolumu bulmaya çalışırken beni önemseyip bu özel dönemde yanımda duran, güzel sözleriyle destek veren herkese teşekkür ederim. İnanın şu birkaç telefon ve mesaj çok değerli. İnsana etrafında halden anlayanların olduğunu hatırlatıyor. Bin kere şükür:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder