26 Mart 2011 Cumartesi

BAHAR I

Bol bol üzülüp, az az sevinilen yaşlar yerini, çokça tepkisiz kalınan yıllara bırakırken eskiden hiç umursamadığım şeylerin şimdilerde üzerimde ne kadar etkili olduğunu görüyorum. Rüyalar gibi. İstanbul gibi.
Dün gece bol bol ağladım rüyamda, bol bol kızdım ve içimin acıdığını hissettim. Zira bunu gerçek hayatta hissetmiyorum nicedir. Zamanı gelmiş, onu söylüyor birileri. Bahar son yıllarda kafamı karıştırıyor. Taze bir üzüntü kokusu benim için bu aylar. Erguvan beklemenin keyfi de olmasa hiç istemeyeceğim bir iç sıkıntısı hakim hayatıma. Kovalasam gitmeyen, kaçsam ardımı bırakmayan bir manasızlık. Çok laf, az icraat suçluluğu belki..
Bahar, geliyormuş gibi yapan ve gelmeyen hayatın suçlusu benim bilinçaltımda. Her beklentinin karşılanabileceğini esinleyen ve sonra soluğunu gırtlağına tıkayıp, yerini boğucu sıcaklara bırakan bir mevsim. Biraz uçarı, bolca umut vaad eden ve bir o kadar da yanıltıcı...
Bahar benim karar verme ayım değil. Bahar kararları erteleme, var olan planı uygulama nabzı dengede tutma ayı.
Bakalım bu bahar neler getirmiş...

Hiç yorum yok: