Çok şey oldu son bir senede. Uzaklar yakın, yakınlar uzaktı. İflaslar, taşınmalar, doğumlar, ölümler, düğünler saatlerle yarıştı. Dağ gibi güvendiğim duyguların depreminde enkaz altında kaldım ve hoyrat rüzgarlar önünde telefon direklerinde sallandım. Yan yana olduklarımla uzak, zaman zaman birbirine tuzak olduk...
Hepsi vardı. Hepsi gerçekti...
Kelimelerim kaderle, kaderim kelimelerimle yarışıp durdu. Yazdıklarımı mı yaşadım, yaşadıkları mı yazdım, önce hangisi geldi, hiç anlayamadım.
Sevinçlerim ve üzüntülerim o kadar birbirinin peşi sıra geldi ki, daha birine hakkını veremeden, diğerini kucaklamak zorunda kaldım. Bütün bunlar olurken yalnızdım. Hayat bana yalnız, kimsesiz hissettirdi.
Bedenimi günlük hayatın hengamesinde sürüklerken, ruhum sokak sokak, şehir şehir dolaşıp durdu. Huzursuzluğumu ne yaptıysam gideremedim. Çaldığım hiçbir kapı açılmadığı gibi, kapıma gelen hiç kimse de içimi serinletmeye yetmedi.
Yalnızdım.
Gerginliğim, alev alev yanan iç organlarım ve nefesimin adeta sıcak bir dumana benzeyen yoğunluğu günden güne görüş alanımı da daraltmaya başladı. Baktığımı göremez, gördüğüme anlam bulamaz oldum. Anlatacak derdim yok değildi ama ağzımı açmaya isteksiz, anlaşılacağıma dair umutsuzdum.
Umutsuzluk belki de uzun zamandır gelmem gereken eşikti. Sonunda buradaydım işte!
Kimse beni haklı bulmuyor, yanımda durmak istemiyordu. Yaramı beremi görmüyor, hepsi çabucak kaçıp kurtulmanın yolunu arıyorlardı. Oysa ben onlara öyle davranmamıştım. Her birinde ayrı ayrı emeğim geçmişti. İncelikli davranmaya gayret etmiş, özen göstermiş, hatta kendimi sıranın arkalarına itmek pahasına diğerlerine öncelik vermiştim. Mükafatım pek beklediğim gibi olmadı.
Kendime nasıl şefkat göstereceğimi, bu işe nereden başlandığını bilmiyorum. İnsan özüne nasıl sahip çıkar, içinin en kırılgan köşelerini kollamayı nasıl öğrenir hiç kimse anlatmadı bana.
Döngünün kıvrımlarını sezebiliyorum, ama kalbimin kapanıp kalan bölümlerini hala rahatlatamıyorum. Bedenime, hayatıma ve tüm yaşanmışlıklarıma seyirci gibiyim. Bana verilen can ile ne yapacağımı hiç bilemiyorum.