Ne zamandır kimselere vermedim, vermem dediğim gücü meğer sana vermişim.. Sende kötüye kullanmışsın bile isteye veya hiç ama hiç bilmeyerek... Sonuç değişmedi, acıdan, yalnızlaştırılmaktan taş kesti yüreğim. Daha az sevebilir, hiç sevilemez oldu sayende, üstelik tek bir haketmediğim yüksek sesle....
Durup durup baktım avucumdaki taşa, uzun uzun anlamaya çalıştım incinen egom muydu yoksa sahiden kalbim mi?
Sen gerçekten kalbimi kırdın ve zaten o güç sadece sendeydi. Keşke yapmasaydın.Keşke kırılmaz olsaydım.
Bugün doğum günün, sana bir taş boyamıştım. Onu vereceğim. Ben bil taşı, benmişim, benden kalan, verilebilecek son şeymiş gibi. İster kafana vur, ister bağrına bas. İstersen git dağlara bırak veya yedi denizin en derinine yuvarla. Artık fark etmez. Verebileceğim son şey kırgınlıktan taş kesmiş, korkudan sevemeyen bir taş parçası. Seni her zaman kendince sevecek ve koruyacak bir taş, artık ne kadar becerebilirse.
İyi ki doğdun.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder