Günaydın,
Bence hepsi, herşey aynı kapıya çıkar, insan ölümlü. Yaşam su gibi akmakta ya da insan o suda akıp geçmekte. Durmayan bir devinimdeyiz. Hatta ölümden sonra bile.
Düşünsene; çürüme, çürüyenin toprağa karışması, orada biten otu beslemesi, aynı otu kuşun böceğin yemesi, yediğini sıçması.... Dur durak yok! Hal böyle olunca da anın, anın getirdiklerinin geçiciliği içinde sağduyulu olmaktan gayrı çare yok.
İnsanlara göre şekil alamayız, onların gelgeç hırslarının, anlık sevecenliklerinin bizi duygudan duyguya sürüklemesine izin veremeyiz. Zihnimiz de güvenilir birşey değil, ona hiç güvenemeyiz. İnsanı çöllere düşürmeyen, dağlara çıkartıp, denizlerde boğmayan tek durum gözlemci olabilmesidir.
İnsan kendini bir fosil inceler gibi sakince izlemeli. Hangi duygu bizim, hangisi öğrenilmiş? Ne vakit ezberden okuyoruz? Hepsini bir bir yakalamalı.
İnsan bu dünyaya mutlu olmaya değil, insan olmayı deneyimlemeye geldi. Hep hatırlamalı... Hatırlatmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder