15 Eylül 2014 Pazartesi

YAZARAK YAŞAMAK MUMKUN MUDUR ACEBA?

 
 
 
Zor. Bence zor. Zira, yaşarken en fazla duygularımı, deneyimlediklerimi not defterime çiziktirebiliyorum. Bu sayede unutmak istemediğim anları daha sonra anımsamak için hafızamın cebime dolduruyorum. Tıka basa şeker yerken, bir kaç tanesini de yapış yapış elleriyle kıyafetinin orasına burasına yedekleyen obur bir çocuk gibiyim böyle anlarda! Oysa yazmak yaşamaktan çalmak zannımca. Yazmaya soyunan parmaklar başka telaşlara meyledince ilham perileri kaçıyor. Yazmak ocaktaki yemeğin altını kısıp, sonra devam edebileceğim bir şey değil. Geldiğinde ardı sıra saatlerce sürükleneceğim bir şey benim için. Aşk gibi ama aşk değil.
Ne o zaman?
.......
 
Bazen uykumdan uyanıp yazıyorum. Sonra günlerce yazmayı özleyip zamansızlıktan iki lafı harflere ikna edemiyorum. Geniş vakitlerde ise ilham perilerim çoktan sırra kadem basmış oluyorlar!
 
Yazmak benim için kontrolsüz bir akış. Engellenemez bir ihtiyaç. Geride bir iz bırakma arzusundan  daha fazlası. Geridekiler ve hatta ileridekiler için anlaşılır olma dileği daha çok.
 
Monty, Arap Diyarı ve Dubai hakkında yazacağım:)
 
 

Hiç yorum yok: