Yeni yıla girdiğimizden bu yana, neredeyse üç aydır, hiç ders gibi ders yapmadim! Yapamadım. İçimden gelmesini bekledim. Gelmedi. Bırakmak istedim yüreğim el vermedi. Sonunda çözümü partilemekte buldum!
Neredeyse on beş senedir ders veriyorum ve bunun on yılı kesintisiz Kucuk Karabalik çalışmalarıyla dolu. Üstelik en karşı olduğum şey de animasyon. Fakat şimdilerde tek yaptığım bu; bir tür animasyon.
Ama ne yalan söyleyeyim ihtiyacimizmis. Hem çocuklara, hem de bana öyle iyi geldi ki. Hopluyoruz, zipliyoruz, sohbet ediyoruz. Arada yeni kelimelerden ve anlamlarından, Hindistan ismindeki ülkenin günlük yaşamından bahsediyoruz. İpekler, baharatlar, yoga oyunu ile gündeme gelen kurallar... Özellikle Ahımsa konuşuyoruz.
Çocuklara bol bol nezaketten, ortak yaşam terbiyesinden bahsediyorum. Başka canlıların yaşam hakkına saygının kıymetini anlatmaya gayret ediyorum. Kendimize sevkatin değerini.... Karinları doyunca hatır için yememelerini, kedilere yemek artığı verirken küçük bir kaba doldurup yol kenarına değil, çöp tenekesine yakın yerlere bırakmalarını.... Boyle seyler anlatıyorum.
Bu yaptığım yoga mıdır? Evet. Kesinlikle. Çünkü yoga bizi bize, bizi otekilere bağlar.
O zaman yil sonuna kadar partilemekte devam edelim bence.
Bu arada nefis keşifler yapıyorum. Onlarla eğlenirken bazilarinin müziğe ne kadar hassas olduğunu görüyorum. Dans etmeyi sevenleri, kosanları, tekbasina değil arkadaşıyla cosmayi sevenleri... İzliyorum. İnsan en çok izlerken keşfediyor. Hem kendini, hem otekileri...
Diyecegim o ki, partilemek , hiç olmazsa haftada birgün cildirasiya eglenemek bana iyi geliyor. Elde var bir, bakalım diğer altı günle ne halt edeceğim???
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder