Senin ince ince, usul usul yağıyor olman, benim tenimde yaralar açılmasını engellemiyor. İçim değil, dışım kanıyor. Saçlarım, gözlerim, ellerim, omuzlarım...
İncecik, tül gibi inişin gözlerimi dinlendirmiyor. Kalbime huzur vermiyor. Bilmediğim bir dilde konuşuyor günler. Anlamıyorum.
Derin bir griligi var sabahın. Yeryüzüne inen sessizlik, Theo'nun tüy yalama miriltisiyla bolunuyor. Onu severek bağlanıyorum hayata.
Tek tek eşyalara, arka odaya ve buzdolabına bakıyorum. Menekselerim için çok üzülüyorum, bu evin ışığı ne iyi gelmişti onlara...
Kar usul usul yağarken üç uzun kış verenin sonsuz baharına sığınıyorum.
Badem cicekleri nerede kaldı?
*Chris Avangarte
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder