Gün boyu yoklar ama yattigim an nehir gibi akıyorlar üzerime.
METAFORLAR.
Vitrinde gönlünü kaptırıp, mağazada ayağına giydiginde mest olup, kasada asla her gune ve uzun yola uygun olmadığını bile bile parasını ödedigin ayakkabılara benzer bazı arkadaşlıklar. Bunu bilerek yaşarsan sorun olmaz ama onlardan kumaslarinda olmayan şeyler beklersen eyvah!
Bunun gibi şeyler.
Çocukken de böyleydim ben; bulutlara bakar, resim yapardım gorduklerimle. Çamur ve talaştan köfteler, gümüş balıklarından şövalyeler benim isimdi.
İki travmatik ebeveyn ve Alice Harikalar Diyari'nda tadında bir hayat. Başka şansım yoktu devam etmek için. Bende hayal gücümü semirtmeyi seçtim.
Bazen fotoğraflarda annemin güzelliğine bakıyorum. Nasıl ama nasıl güzel.... Ne kadar kusursuz. Ve babam, ona ne kadar hayran, çok aşık ..
Dünyanın tüm kötülüklerinden korundugumuz o ilk evimizi hiç unutmuyorum. İlk ev, ilk aile mühür gibi yüreklerde.
Sabah yagmur sesiyle uyanmak beni o yıllara götürdü sanırım. Geceden kalan metaforlar ve geçmişten gelen yağmur sesi
Bu sabah senin ruhundan ne taştı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder