30 Haziran 2024 Pazar

PAZAR PART TWO

Benim masallar diyarındaki turlarım, babasız bir kız çocuğu olmama rağmen beş parasız kalacağımı bile bile arkeoloji okumak isteyişim, sanata merakım, edebiyata ilgim hep travma belirtisiymiş desem? Hasta adamları iyi kılma hırsım, annemin ve babamın iyileşmeyen yaralarına çaresizce yaptığım pansumanlarmış meğer diye eklesem bence şaşırmazsınız. Hatta birileri bana "biz sana normal değilsin demiştik " bile derler.

Oh be. Yaşasın anormal ben:) Ne güzel bir özgürlük alanıymış arkadaş "ben bu kadarım" demek. Ne derin mutlulukmuş kendine azıcık iyi davranmak. Evet evet, profesyonel yardım almam gerektiğinin farkındayım. Berbat terapist denemem beni yıldırmamalı zira Bağdat Caddesi'ndeki gencecik bir kadından ne bekliyordum ki zaten? Onun işi kendisini aldatan kocasına ağıt yakan kadınla, kıçındaki selülite dertlenen ablayla benimle değil. Benim ağıtım kendime.

Bütün bir Pazar gününü kısacık bir yürüyüş dışında evimde geçirmek bana iyi geldi. Yıkanmak, çamaşırları toplamak, akşam yemeğimi organize etmek ve okumak. Elimdeki kitaptan bir cümle gelsin mi? Böylece neden bu sulara döndüğümü anlarsınız.

"Travmatize olmuş bir anne, kalbini çocuğuna açamadığında, çocukla olan yaşamı kendisi için sürekli bir stres kaynağı haline gelir. Çocuk annesinin hayatını mahvettiği yönünde gizli bir suçlulukla yaşar, en ufak şeyler sürtüşmeye neden olur."*

Velhasıl akşam güzel bir film izlemeliyim ki kafamın içini yakan aydınlanmalar, anlamlandırmalar uyumama izin versin. Pazar gününün akşama doğru yuvarlanan saatlerinden sevgiler, hürmetler...

*Travma, Bağlanma ve Aile Konstelasyonları, Prof Dr. Franz Ruppert

Hiç yorum yok: