24 Haziran 2024 Pazartesi

FAİLİN KOKUSU SARMIŞSA HAVAYI, SOLUMA ELVAN


Çok acı çektiğim bir dönem hatırlıyorum. Kabuk bağlamış yaralarımdan kan fışkıran, tadilat diye başlattığım değişimden yıllar süren bir hafriyat yarattığım korkunç bir dönem.... Bitti mi? Eh, aslında evet bitti ama geriye kalan sessizlik en az sürerken verdiği kadar hasar yarattı içimde.

Tercih edilmeyen, göze alınmayan, olduğu haliyle kabul görmeyendim. Takdir edersiniz ki hazmı kolay birşey değildi yaşadığım. 

Öldürmeyen şey güçlendirir derler ama bence bazen paralize ediyor insanı, taş kesiliyorsunuz. İçinin görünmezliği, ruhunun küskünlüğü dışarı sert bir kaya görünümüyle yansıyor. Karar mekanizmamın tamir edilemez şekilde bozulduğunu, dışarıdaki hayatı sürdürebilir olsam da, içeride en ufak parçama kadar yaralandığımı o zaman da biliyordum, şimdi de biliyorum.

Hayat neden durup durup aynı yerden soluksuz bırakır anlayabilmiş değilim. Özgül'e sorarsam  harita meselesi diyor; Chiron Koç'ta!

Öyle olsun bakalım, Chiron Koç'ta olsun. Binlerce hayattan birinde de bunu seçmiş olayım anasını sattığımın. Bir sonrakine daha makul bir seçim umuduyla yaşayayım bitsin gitsin?

Bütün bunlar Temmuz geliyor diye biliyor musunuz? Hayat doğumgününü sevemeyenlerden yaptı beni. Annemin de bu konuda payı büyük sağolsun. O kadar fazla tekrar etti ki bana hamileyken ne kadar mutsuz olduğunu ve doğumumun berbatlığını sonunda ikna oldum hiç yaşamamış olmam gerektiğine. Sayesinde öyle soğudum ki doğmuş olmaktan, hayatın en az balkona gelen karıncalar kadar benim de hakkım olduğuna zerre ikna değilim.

Bunca zaman sonra neden canım sıkıldı bilmiyorum. Belki de dün geçmişte kalan bir olasılığın nefesini hissetmek, gayet mümkün bir hayatın yanımızdan akıp geçmesine çocukça gücenmek yeniden dağıttı beni. Ama geçer, panik yok. Herkes beni görecek, sevecek diye bir akitle gelmedim buraya, elbette birileri sevmeyecek, istemeyecekti. Birileri evimi inşa ederken, yamacımda dururken, diğerleri çatımı yıkacaktı. Tam da bu değil miydi var olma hallerimiz.

Bir insan diğerini bıçaklar ve ölümüne sebep olursa hakkında suç duyurusu mümkünken bir insan diğerinin hayata inancını, neşesini söküp alırsa onu kimseye şikayet edemiyoruz değil mi? 



Hiç yorum yok: