11 Haziran 2024 Salı

ORMANDA NELER OLDU VOL.II


Ormana girerken en çok istediğim şey yeniden hissedebilmekti. Dışarıda izin verilmeyene, baskı ve zulümden baş kaldıramayana ormanda alan açmak istedim. Öyle kendi halime bırakılınca ne zaman acıktığımı, ne vakit uykumun geldiğini merak ediyordum. Kendimi adeta dedektif gibi izlerken yataktan hangi duyguya tutunarak kalktığımı veya hangi ezberin beni yastığa geri bastırdığını anlamak adına gözümü kulağımı dört açmıştım. 

Uzunca bir vakit gelen gidenim olmadı. Ana şalteri kapatılmış gibiydim. Bedenimin his kaybı can yakıcı boyutlardaydı ama can acım yoktu. Sadece ruhum, o bu eksikliği derinden yaşıyordu. Canlılığımdan, verdiğim tepkilerin gerçekliğinden emin olamıyordum. Aslında ben uzun zamandır yaşadığım hiçbir şeye anlam veremiyordum. Kendi hayatımda canlılığını yitirmiş ve  görevlendirilmiş bişi idim de acaba o şey ne idi?

Haftalar haftaları kovaladı. Kardeşimin doğum günümde verdiği kuş lokumum bitmiş, ağzım yavaştan acılanmaya başlamıştı. Dışarıdaki Dünya ılık ılık akıyordu ve uzun zamandır olmadığı kadar da yumuşaktı eyvallah da içimdeki dikilitaş milim oynamıyordu.

Orman metaforu bir anlamda çok işe yararken, öteden beriden yol alıyor muydum hiç bilememiştim. Pek çok insanla aram açıldı. İnsafsız, empatiden mahrum ve nasıl da merkezlerine sıkı sıkı tutunuyor olduklarını gördükçe, yıllar boyu kendime yaptığım, her ihtiyaç sahibiyle öncelik tahtımı tacımı bırakıp fırladım tüm anlar, her olay içimi cayır cayır yakıyordu. Bir tür kundakçıydım ve geri dönüp baktığım her sahne ben onu yok edeyim diye tutuştururken, dönüp beni yakıyordu!

Bütün kış içim soğumadı. Dayımı uğurlarken avuçlarıma doldurduğum samimiyet ve merhamet hariç, ellerimden çekilen hayatı an be an hissetmek dışında canlılığım şüpheliydi. Dayımın yolculuğu, ölümü bile benim varlığımdan gerçekti. Bedenim yaşama böylesine kapandıysa acaba bu nerede olmuştu? Ve kimbilir bilmeden, istemeden kimlerin canını yakmıştı?

İşte ormanda bunlar oluyordu. Çıkışa günler sayarken çıkıp çıkamayacağımı bilmezken geri dönüp baktığımda kendimi olsa olsa balkonu bir uçtan öte uca yürümüş karınca gibi hissediyorum.

Bugünlük diyeceklerim bu kadar.


Hiç yorum yok: