KIRILAN KALBİMİN, un ufak olan parmaklarımın, ezilen el taraklarımın faturası kime kesilmeli hayat? Tel tel dökülen saçlarımın, yanaklarımda yuvarlanan gözyaşlarımın suçlusu kim?
Önemli değil, bu saatten sonra ne suçluya dert anlatacak, ne de oturup onun kendince mazeretlerini dinleyecek zaman kalmadı. Suçu ve suçluyu oldukları yerde, geçip gittiğim yerinde bıraktım.
Şimdilerde bir bahçe var üzerinde çıplak ayak gezdiğim, bir havuz var benim mi olsun, Japon balıklarının mı henüz bilemediğim. Çiçekler dikiyorum toprağa, çiçekler dikiyorum zihnime. Sırtımı yasladığım güzel bir ağacım olsun istiyorum ama daha seçmedim cinsini.
Yaşlanmanın kaçınılmazlığı elbette biliyordum, bilmediğim büyümenin güzelliğiydi. Bana şans dile Kasım, bana şans ol Kasım, hadi evimizi işaretleyelim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder