4 Ekim 2024 Cuma

45



Bugün benim doğum günüm. Kendimi dolu dolu kırk beş yaşında hissediyorum. Bir yanım hala görülmemiş ülkeler, okunmamış kitaplar peşinde koşarken, diğer parçam çoktan bir zeytin ağacı altına uzanmış masmavi suları seyrediyor.
 
Söylenecek fazla bir şey de yok aslında, sıradan bir hikayenin pek mühim olmayan kahramanıyım. Kocaman kocaman bişiler olmaksızın yaşayıp gidiyorum. Gündelik telaşlar, dozu kaçan öfkeler ve küçük mutluluklar arasında  minicik bir fareyim.
 
Foça'da yüzerken  sırtüstü uzanıp kollarımı iki yana açtığımda deneyimlediğim şey de sanırım en çok istediğimdir hayattan; su gibi yaşamak!
 
Bedenimi suyun salınımına bırakmış, küçücük, insanı gıdıklayan dalgalar arasında salınırken gözlerimi kapatmıştım. Saçlarımın suyun içindeki hareketini hissediyordum. Başım ve bedenim hala belli bir ağırlığa sahipse de suyla beraber başla bir kütleye dönüşmüşlerdi, belki biraz daha hafif.
 
Suyu düşündüm; ağırlığını, rengini, şeklini , kokusunu... Her şey ve hiç bir şey olmakla ilgili halini. Geçtiği yerlere, dokunduğu objelere göre an be an biçimlenip, sonra tekrar başka başka şekillere dönüştüğünü.. Kokusunu, tadını.
 
Su gibi olmak istedim bu yıl. Kalan ömrüm su gibi olsun, amin!
 
 
 
 
 

Hiç yorum yok: