Sana göre aşırı sıcak bir istanbul günü, Ece ajandasına sorsan Hurma zamanı. Bi de bana sor.
Bugün günlerden bilinmezlik, aylardan Aziz Augustos, yıllardan ne istersen o!
Beğenmedin mi? Olsun. Üst komşum da beğenmiyor, gerçi o içinden geçtiğimiz hiçbir ayı beğenmiyor. Günde en az beş cigarası var.... Dumanın yarısı ona, yarısı bizim gariban ceviz ağacına! Nasıl bir acıysa ondaki başka türlü, uyuşmadan sakinleşemiyor zihni... Yo, yargılamıyorum, en az onun kadar çaresiz olmalıyım ki hayatımda ilk kez gün ortası içmeye başladım. Artık düşün ne halde insanlar...
Zor bir yerden geciyoruz. Kimler bu direksiyonu kıvırabilecek, hangimiz savrulacak, kaç kişi takla atacak bilmiyoruz. Bilinmez... Bilmek de istemeyiz sanki...
Bence herkes bağımlı. Lüks tüketime, sekse, hayvan sevmeye, yeme, içmeye, sanata, uyuşturucuya, antidepresana, geçmişe, gelecek kaygısına.... Seç beğen işte, sende de en az biri ikisi yok mu sanki?
Ben hafifliyorum. Eski hikayelerimi atıyorum. Sımsıkı tutunduğum talihsizliklerimi bir bir çıkartıyorum evimden. Mesela Polonyalı sevgilimden gelen heykeli, bir diğerinden yadigar lale kitabımı, mektupları... ben sandığım, beni ben yaptı sandığım ne varsa veriyorum, atıyorum, satıyorum.
Öyle çok hayat var ki evimde.... Bitmiyor! Ruhunu beslemeyen içindeki karanlığı besler diyor Jung. Karanlığa fener tutuyorum ben! Varlığımı üzerinden tanımladığım ne varsa bırakıyorum. İsis'i beslemek benim için daha anlamlı şu an. Gelinliğimin duvağını Theodora'ya verdim. Biraz daha oynamasına izin vereceğim. Bu evden taşınırken, onun yeri de çöp!
Bugün 3 Ağustos 2022 diyeceğim sana ama inanmamakta serbestsin. Belki yalancıyım? Bilemezsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder