Hellooo, hayırlı akşamlar,
Sinekler bacaklarımı yerken, inadına balkonda oturmak ve Aylin Balboa'nın yepisyeni kitabına gömülüp gülmek nedir yahu!
Çok şükür eğlenceli ve yarasını beresini yalarken show değil, edebiyat yapabilen bacılarımız var. Bu Hikaye Senden Uzun Osman isimli romanın daha yarısına gelmedim. Ancak şu ana dek keyifle akıp gittiğini, bir iki yerde kafiye uğruna akışın sekteye uğraması dışında, ki hiç kulağı tırmalamıyor, tamamen benim kıskançlığım olabilir, fevkalede olduğunu bildiriyorum. Kimsem artık bilirkişi sınıfında on çok çok iyi dedim gitti.
Gülümsüyorum okurken, aynı anda ah uleyn sahi böyle hissediyor insan diyorum. Çünkü aşık olmak, aşkta kalmak isteyen ve fakat aşktan sürgün edilen bana epeyce benziyor bu kadın. Acaba O da benim gibi çok güçlüsün sen denilerek mi bırakıldı meraktayım? Belki de ağıt yaktığı Osman'ı bizzat kendisi terk etmiştir? Ki zannımca Aylin'in sayko tarafına çok yakışır, göreceğiz.
Velhasıl anamın covid pozitif ( büyük ihtimal ) ve kardeşimin çok şükür negatif olduğu bu sımsıcak Ağustos gününü rose ve Osman'a yakılan ağıtla uğurluyorum.
Benim Osman'ım kimbilir nerelerdedir:)))) Eminim şahsına böyle bir roman yazılsa, hali hazırda arşa değen egosunu samanyolundan toplayamazdık!
Çok şükür blog yazarak sakinleşiyorum:) Neyse Artık İstemiyorum Osman bölümünde kalmıştım, oraya dönüyorum ama bu kız kesin kitap bitmeden beş yüz kere fikir değiştirecektir. Oysa değmez.... Otuz sene aynı adamı mal gibi beklemiş bir gerzek olarak aha yazdım buraya değ- mez!
Hadi kaçtım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder