9 Ağustos 2022 Salı

AŞK VE DEHŞET

 

Tohum. Önemli olan atalık tohum değil mi? Aşk var benim genlerimde. O yüzden aşk olmadan ilişki yaşayamıyorum. Dedem ilk karısına aşıkmış, hakkın rahmetine kavuşmuş vakitsiz.. Babaannemle evlenmiş, onu da sevmiş kendince ama ateş hiç evlerinin bacasını sarmamış. Sonra annemin babası, diğer dedem, O da anneanneme feci aşıkmış. Ama ne aşk! Her sevişme çocukla mı biter vre! Anneannem düşük yaparken, annemi emzirirken gitmiş buralardan. Ondan geriye kendisine aynadaki aksi kadar benzeyen annem kalmış. Peki dehşet nerede?

Dedem anama düşman, annem kadere düşman yaşamış upuzun bir hayatı.

Tohum. benim tohumum aşk mı, dehşet mi?

Aene kimbilir kaç? Yetmişlerde bir yerdeyiz. Babam her akşam bir iki kadeh içiyor ama o kadar. Fakat o gün her ne olduysa iki kadehten fazlası düşmüş payına. Kuşlar gibi cıvıltıyla, neşeyle gelmiş eve.  O yıllarda kapılar kilitlenmezdi bizim oralarda. Bahçemizde içinde japon balıkları yüzen bir havuzumuz vardı. Masal bu ya muhtemelen  ayışığı seyretmeye fırlayan bir kurbağa nasıl olduysa olmuş ve babamın avuçlarına düşmüş o gece! Hayatının önemli kısmını yatılı okulda geçiren canım banam o kadar körelmiş ki dokunmakta fark etmemiş canımın içi elindeki kımıltının kuş değil kurbağa olduğunun. Nereden bilsin çiçeklere konan bir kurbağa olabileceğini???

Büyük bir sevinçle yaklaşmış annemin yatağına   "bak sana ne getirdim!" diyerek. Annem kimbilir ne korkmuştur. Gecenin bir vakti yerlerde sürünerek yatağa yaklaşan ve "Sevgi uyan bek sana ne getirdim" diyerek avuçlarındaki gariban kurbağayı seven babam! 

Annem ve babam iki sefil, iki yaralı insan olarak çok sevmek ve çok sevilmek isteyerek ve ancak bunu bir türlü arzu edilen hale sokamayarak ve delice acı çekerek aşk ve dehşet içinde geçirdiler hayatlarının on bir yılını. On bir yıl, iki çocuk, çokça çiçek, bolca pırlanta.

Ben aşk çocuğu falan değilim... O benim fantazim.

Hiç yorum yok: