Günaydın,
Halsizlik ve hastalık günlerim devam ediyor. On günde sadece bir defa, o da kısa bir yürüyüş yapabilmisim. Anlyacaginiz ciddi ciddi dinleniyorum. Epeyce de hirpalandim aslında. İnsan okumaya, seyretmeye bile enerji gerektiğini, o enerjiyi bulamayınca daha iyi anlıyor. Gerçekten bitimsiz bir yorgunluk demekmiş virüs.
İzmir günlerindeki neşemden eser kalmadı. Neyse ki geçici bir durum. Yani en azından ben öyle umut ediyorum. Gerçi geniz akıntısı kabak tadı vermeye başladı ve bir akciğer filmi cektirsem iyi olur ama henüz gücümü toparlayamadim.
Bugün hava güneşli. Belki bir çılgınlık yapıp yürürüm?
Mart ayı boyunca virüsün tam gaz devam edeceğini söylüyorlar. İnsanlar nasıl geçecek bu süreçten? Hastalık, yoksulluk, umutsuzluk...
Dün bir paket ekmek aldım. Fiyatına inanamadim, on iki lira. Halk Ekmek üstelik. Gerçekten dört kişilik bir aileyi düşündüm ve moralim bozuldu. Market çöp gıda dolu e temel besin maddeleri anormal pahalı... Bir çözüm üretebileceklerini düşünmüyorum. En azından kısa sürede.
Biliyorum sabah sabah hiç keyifli şeyler yazmıyorum. Hastayım, virüs var, yoksulluk var falan diyorum. Fakat var. Ben yazsam, yazmasam, görsem veya görmesem de var işte.
Ülkemde, Dünya'da açlık var. Umutsuzluk var. Endişe var.
İnanç?
Pek kalmadı sanki....
Siz nasılsınız bu sabah?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder