Günaydın,
Uzun zamandır işimden ve meneksşelerimden bahsetmedigimi fark ettim.
İkisi eş değer mi? Neden olmasın?
Dört tane meneksem var. Aslında çok ilgi duyduğum bir çiçek değildir menekşe, çocukluğumda parkta görürdüm. Özellikle mor ve sarı olanları aslan yüzüne benzetirdim. Zaten ben çocukken de hiçbir seyi olduğu gibi görmeyi sevmezdim, hep birsşeyi bir diğer şeye benzetirdim. Büyüyünce de böyle devam etti; şeytani meleğe, merhametsiz garibana benzettim falan filan.
Neyse, ilk menekşemi Migros'dan aldım. Maşallah kraliçeler gibi yayıldıkça yayıldı. Sonra diğer iki ufaklık geldi ve sonunda bir bordo renkli küçük kız daha. Bu kadar hoşuma gideceklerini düşünmemiştim. Kitaplığın üzerindeki yerlerini sevmiş olmalılar ki, onlar da mutlu mesut serpiliyorlar.
Neyse, sonuçta artık evde bir kadın, bir kedi ve dört menekşe birlikte yaşıyoruz. Nüfus arttı ☺️
İşe gelince... Bizim derneğe bir proje yazmaya başlayacağım. Kimsesiz çocuklar için. Özgül de ortağım olacak. İkimiz de bu yaralı bereli yavrularla aramızda geçecek diyaloglardan, tanıklık edeceklerimizden ve ardından gelecek hislerden korkuyoruz... Açık yaraya dokunmaktan kim korkmaz... Yine de heyecanlıyım. Vakti gelmişti işe dönmenin. İnci ile konuştuklarımizi hayata geçirmek için de iyi bir fırsat olacak. Sonuçta bu çocuklara yardım etmek elbette bir günde sonuç vermeyecek fakat bildiğim şu ki hepimiz değerli hissetmek istiyoruz. İşin özü bu.
Şimdi yeni heyecanım menekşelerim ve projemiz. Yeniden sevgiyi, sefkati çoğaltma in zamanı geldi. Aksi takdirde kış hiç bitmeyecek, bu umutsuzluk hissi geçmeyecek...
Siz sevgiyi çoğaltmak için ne yaparsınız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder