Eğer kızım olsaydı adını Cennet koyacaktim. Hem uzun yıllar önce, kimbilir nerede izlediğim bir gölge oyununda peçeli güzel bir kızdı Cennet.
Sadece gözlerini görmüştüm.
Aradan epeyce bir zaman geçtikten sonra da beş yaşında küçük bir kızla tanıştım. Adı Cennet'ti.
Kızım olmadı tabii. Pek çok bağlanma bozukluğu yaşayan insan gibi iyi ebeveyn olamamaktan, yetememekten korktum. Cesaret edemedim. Hep kazara hamile kalmayı umdum fakat o da olmadı. Bilinçaltımdaki korku izin vermedi. Hadi canım atma demeyin, sahiden böyle oldu. Çünkü kırkbeş yaşımda bile yeterince sağlıklı yumurtam olduğunu ögrenince ister istemez bu sonuca vardim.
Bizim akilla fikirle varamadigimiz yere bizden çok önce ulaşan bir bilgi vardi. Hücreler aralarinda iletişim kurup, şunu yapalim, bunu boşver diye hayatıma yön verirken, ben de basıma gelen ve gelmeyen herşeyi iradem dahilinde sandım durdum. Olan biten buydu işte.
Bu tek şapsalligim mıdır? Elbette hayır. Ben yaşayan efsaneyim🤣😂
Neyse Cennet isminde kırmızı saçlı bir kızım olmadı. Onun yerine sokaktan bır kedi buldum, adını Theodora koyup annesi oldum.
Bana anne demese de bu konudaki dayatmama itirazı da yok. Yani zamanla Cennet'i unuttum.
Ben sadece Cennet'i değil, yeryüzünde bir cennet olabilecegi ihtimalini de unuttum. Hayat hızla akıp giderken öyle boş işlerle oyalandim ki, ne zaman cennetten kovuldugumu bile animsayamadim. Belki de kendim çıkıp gitmistim?
Ezan sesi geliyor uzaktan, cennet kokusu var yağmurda. Bugün ölsem üzülmem çünkü cenneti hatirladim. Cennet yaratabilen gücümü hatirladim.
Senin cennetin kim? Nerede? Hatirliyor musun?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder