"Keskin bir bıçakla ayrılır gibi ayrılacak iyi ve kötü, ak ve kara" demişti hocam, öyle de oldu, oluyor.
İnsan bedeni bu kadar stresi kaldırır mı emin değilim. Bir miktar stres yaşam için gerekliyse de kesintisiz olanı aynı olumlu etkiyi birakmiyor.... Tanıdığım herkes yorgun, bıkkın, bitkin... Hemen hemen hepimizin en az bir, genellikle birkaç derdi var çözülmeyi bekleyen...
Sokaklarda kedilere köpeklere mama verenler azaldı. Martilar bile kedi maması peşinde. Şehirde bitmeyen bir kasvet var. Sanki hiç bahar olmayacakmış gibi dipsiz bir hüzün, sonsuz yılgınlık.
Dün Burhan'la Rabia'yi ziyaret ettigimiz yirmi dakikada en az üç dort kişi prozac sordu. Bankada sohbet ettiğim memur hiç içmediği kadar içmeye başladığını ve aynı zamanda antidepresan kullandığını söyledi.Butun bunları duymak üzüyor... Elbet sabah olacak ama ne zaman?
Dilerim hepimiz için kabullenme becerisi gösterdiğimiz günler olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder