28 Mayıs 2021 Cuma

HEZEYAN AYI

 

Birkaç yıl önce Bodrum'a gittiğimde hiç tanımadığım iki kadın çarşının ortasında benimle karşılaşınca, hortlak görmüş gibi oldular ve biri diğerine dedi ki "Ya bunun ne işi var burada?" O cümledeki "bu" bendim:)) 

Bir an için şu dünyada en sevdiğim toprak parçasında istenmediğimi, sevilmediğimi düşünüp epeyce kötü hissettim kendimi. Sonra sakinleştim, o iki kadını tanımıyordum bile! Kim bilir benim hikayemin hangi kahramanından dinlemişlerdi beni ve kimbilir hangi bölümü kızdırmıştı onları? Bilinmez.

Sonra sonra hatırladıkça çok güldüm bu tuhaf karşılaşmaya. Ne korku salmıştım yüreklere ki, hayaletim bile ödünü kopartmıştı tanışık olmadıklarımın!

Şimdilerde kırsal hayalleri kurarken, Bodrum yine kapımı çalıyor. Sevdiğim son insanlar orada nefeslenirken acaba birkaç yıl gidip yaşasak mı oralarda diye zihnimi yalayıp geçiyor olasılıklar. Biliyorum, sabahın erken saatleri dışında orası bana ait değil artık. Köyümden ayrıldığımdan beri köprünün altından çok sular geçti, farkındayım... Ama ya beni bekliyorsa Leyla abla hikayesini anlatmak için? Ya harımda toplanacak papatyalar kaldıysa? Pinar ağacım beni özlemiş midir? Mandalina kokan kış sabahları? 

Kraliçem, "anayasanı yaz" dedi bu hafta. Yazdım. İlk dört madde tamam. İmzamı da attım!

Düşüneceğim. 

Hiç yorum yok: