Uzun yıllar önce Sadık Yemni ile yaptığım röportajda kendisine yazdıklarımı gösterdiğimde bana böyle demişti "pistte dolanan ve havalanamayan uçak gibisiniz Elvan Hanım." Ondan birkaç yıl evvel de Lütfü Kotaş demişti "sana yaklaşanı da, kendini yakıp kül edeceksin!"
Sahi kimim ben? Neden bu hayattayım ve ne istiyorum?
Herkesin bir tanımı, memnuniyeti veya memnuniyesizliği var benimle ilgili. İyi de o sen dedikleri, ben sandıkları kim ola?
Herkes çok büyük işler için gelmiş olamaz dünyaya, belki ben sadece öylesine, geçerken uğramışımdır? Olamaz mı? İlla kocaman bişi yapmalı mıydım? Daha zengin mi olsaydım? Hiç inanmadığım bir sistemde okulda mı kalsaydım? Herifin biriyle ittir kaktır bir aile mi kuraydım? Ne?
Bunlar egomum sesleri, ben çok iyi biliyorum ki hep defanstayım. Oysa gayet farkındayım tembelliğimin, dikkat dağınıklığımın. Daha çok yazmalıydım. Hep yazmalıydım. Kelimelere daha sıkı tutunmalıydım. Yapmadım.
Benden geriye ne kalacak? Birkaç gülümseyen çocuk, bir o kadar sokak kedisi, bir iki dostluk.
Artık kendini ve etrafındakileri küle çeviren bir pervane değilim. Ama hala yazdıklarını daha iyi kılmaktan korktuğu, tembellik ettiği için pistlerde yakıt harcayan bir uçağım. Bu blog benim dolandığım pist değilse ne?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder