Günaydın,
Bayramınız mübarek olsun.
Malum birinci gün aile kahvaltımız vesaire derken yoğun geçti yazamadım. Arife mi? Bilmem, o gün de yoğundu muhtemelen. Geldik ikinci güne. Bugün akşam yemeğinde misafirlerimiz var. Pek birşey de yapacak değilim aslında, bizim eski bahçe partileri gibi olacak. Hepimiz bişi pişireceğiz ve sofra olacak:) Galiba bunu çok seviyorum; herkesin elinin değdiği bir sofra. Şeftalili turta yapacağım.
Size İsis'i takdim edemedim değil mi? Marketin önünde karşılaştık. Birkaç gündür misafirimiz. Her sabah daha toparlanmış olduğunu görmek beni mutlu ediyor. Ufak, simsiyah bir kız kendisi. Şimdilik tek gözü var, ama bayramdan sonra bakacağız bu konuda elimizden birşey gelir mi?
Tanışın istedim. Tek gözlü siyah bir kedi olsun sizin de hayatınızda. Neden mi? Tek kalple yaşamak çok zor. İnsan zaman zaman kalbinin yanında bir kalp istiyor. Biz, Theo ve ben şimdilerde İsis'e eşlik ediyoruz. Ta ki onu ebediyen kalbinin yanına koyacak birini bulana kadar. Elbette bizimle kalmasını isterdim, ancak yeni hayat modelimiz iki kedi için pek uygun görünmüyor.
Biliyor musunuz, kütüphanemi satmaya karar verdim. içindeki herşeyle birlikte. Çünkü kibirli, bilgili, entellektüel ve benzeri kelimelerden kaçındığım, egomu değil, kalbimi semirttiğim bir hayatın kapıları aralansın istiyorum. hafiflemek, hafiflemek ve sonunda uçabilmek!
Tamam bir insan için mantık sınırlarını zorluyor olabilirim ama sıkıldım. Kendimden sıkıldım. Saklandığım kelimelerden, beni kıskacına alan cümlelerden sı kıl dım.
Velhasıl Temmuz boyunca hafiflemeye, azalmaya, azalarak artmaya tam gaz devam.
Çok güzel bir bayram günü dilerim her birinize. Şu sabah serininin güzelliğinde aksi olamaz ki zaten:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder