3 Eylül 2022 Cumartesi

OSMAN GÜRAN SORDU...




 


"Sayın Eti, Eylül'de mi giriyoruz fırtına sezonuna Günay Ege'de?" dedi. Güldüm. İki cevap vardı birini ona verdim: "Osman'ım internette fırtına takvimi diye arat, her ay bişiler var ama bir iki gün sapma olur, ona göre plan yap" dedim.

Diğer cevap: "Temmuz'da bile fırtına var Osman'ım. Mesela ben Çark Dönümü Fırtınası'nda doğdum! Bilir misin ki Temmuz'da yapraklar sararmaya ve dökülmeye başlar? Aslında yaz ortası değil, sonbaharın ilk günleridir Temmuz."

Neden fırtına denildiğinde aklımıza hep kış ve soğuk gelir? Oysa hiç ilgisi yok. En acımasız olanlar yaz ortası, aniden gelenlerdir.

Affedemediğim bir adam var benim. Kalbimi kırışını, yerlere atıp üzerinde tepinmesini değil, beni cevapsız sorularla bırakıp rahat edebilmesini affedemiyorum. Başka bir insanın huzursuzluğu üzerine nasıl gündelik hayatını sürdürebilir diğeri? Nasıl? Yenişemiyor insan aklının sınırlarını aşan yaşanmışlıkla.

Bu öyle boktan bir his ki, belki ancak bir metarforla anlatabilirim. 

Bir kayık düşünün. İçinde iki kişi. Bir kadın ve bir erkek. Mis gibi bir yaz günü. Ilık güneş, çarşaf gibi deniz. Öyle berrak ki su, balıkları görebiliyorsunuz. Sonra aniden simsiyah bulutlar geliyor. Sandaldaki  adam birden kürekleri alıp suya atlıyor. Hızla yüzerek sizden uzaklaşıyor ve tam o anda bir girdapta dönmeye başlıyorsunuz ve yağmur! 

Dev dalgalar ve gri gökyüzünün altında sımsıkı tutunuyorsunuz kayığın kenarına. Arada hava sakinleşiyor ama kürekler yok! Kara uzaksınız... Hiç hesaplamadığınız bir noktada, bilmediğiniz sularda tek başınıza kalmışsınız. Pusulasız, yemeksiz. Üstelik bilmiyorsunuz  diğer kişi neden kürekleri de aldı? Amacı neydi? Sadece kötülük mü?

Zor değil mi? Böyle birini affetmek sahiden zor... Belki anlatılsaydı,  farklı olurdu."Çok korktum ve kaçtım" bile cevap sayılırdı. 

Kötülükle yenişemedim şu ana kadar ancak yeni yeni anlıyorum ki kabul tek çıkış. O adam kötü biriydi. İyilik bilmeyen, iyileşme bilmeyen biri. 

Şimdi Osman sorunca tetiklendim birden. Fırtına takvimi sorulan bir denizci miyim ki ben? Eğer öyle isem mutlaka karaya ulaşmanın yolunu bulacağım! O zaman affedilemeyenim kalmayacak. 

Kalmaz di mi?

Hiç yorum yok: