Günaydın,
Bu sabah hem gündelik akıştan, yani, ev ve taşınma maceramdam hem de yıllar önce okuduğum bir kitabın tam da şu günlerde hayatımda karşılık bulan bölümlerinden bahsetmek istiyorum.
Öfke Dansı. Kitabın adı bu. Vakalar üzerinden arapsaçına dönmüş ilişkilerde olan bitenden memnun olmayan tarafın nasıl bir tavır sergilemesi gerektiğini, manevraları ve bu değişiklik karşısında alacağı olası tepkileri anlatıyor.
Olay kısaca şu: öfke bir dans ve eğer siz adımlarınızı değiştirirseniz karşı taraf önce buna fena halde öfkeleniyor sonra ya sizin adımlarınıza uyum sağlıyor ya da hayatınızdan uzaklaşıyor. Ama son aşama çok kritik. Çünkü sizi bildik yere çekmek için elinden geleni ardına koymuyor. Sınırlarınızı zorluyor, yokluğuyla tehdit ediyor ve daha neler neler. Herkes oyunun kuralları sabit kalsın istiyor. Hele de hırpalanan değil, hırpalayan tarafsa!
Ben hep hayatımın stratejik noktalarına böyle insanları almışım. Bencil, hizmet bekleyen, iliğimi kemiğimi kurutan, ciddi sorunları olan, her daim anlamak değil, anlaşılmak isteyen ve durmadan karışık mesajlar gönderen. Özellikle senelerce sevdiğimi sandığım aslında patalojik bir bağlanma bozukluğu yaşayıp, obsesyona dönüştürdüğüm adam ve annem!
Her ikisine de lüzumundan fazla empati ve merhamet göstererek o kadar ciddi zaman kaybına uğramışım ki, of!
İyileşmek istemeyen insana verebileceğiniz birşey yok ne yazık ki. Yedi yirmi dört başında dursanız bile güvenlik ve sevgi ihtiyacını karşılayamayacağınız kesin.
beni hayatımdaki iki vaka iki ayrı uca savruldu ancak ortak özellikleri var. İkisi de güç delisi. İkisi de güvensizlik içinde çırpınıyorlar. ikisi de çok biliyor! ikisi de sevgi alış verişi konusunda tutuk. Duygusal anlamda kötürüm.
Biri tüm şalterleri indirmiş, cinselliğini reddedip kendini cezalandırıyor ve tüm haz kanallarını tıkamış. Yani adete mutsuzluk yemini etmiş. Diğeri de Dünya'nın sunabileceği her hazza avuç avuç avuçlayarak saldırıp sakinleşmeye çalışıyor ama sonuçta O da mutsuzluk yemini etmiş. Haz odaklı. Fahişler, uyuşturucu, maddi refahla uyuşan bir aptal!
İkisine de iyi olmayı, mutlu olmayı önerdim. İkisi de reddetti! Biri alenen, diğeri üstü örtülü. Ve anladım ki artık bu iki insanla dans etmek istemiyorum. Durmadan ayağıma basan, gözyaşlarıma aldırmayan iki sağlıksız ruh! Biri annem yahu!
Velhasıl, yepyeni bir dansa başladım. Hadi hayırlısı. Umarım bu defa merhamet denilen şeye hayatımı değişmem!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder