23 Haziran 2022 Perşembe

PERŞEMBE'DEN NE VAR NE YOK?


Geç kalktım. O yüzden günaydın değil, tünaydın. Beş buçuk fazla erkendi, ama sekiz buçuk da bana geç oldu. Geç oldu da ne kaçırdım? Hiiçç.

Kahve, duş, çamaşır, öğle yemeği derken gitti günün yarısı. Önemli mi? Yoooo. Önemli başka birşey var, orman yangını var. Binlerce hayvan ve bitki yandı gitti. Dostlarımız evlerini boşalttılar. Osman'ım yangın alanında, fotoğraf çekiyor birgün lazım olursa diye... Herkes şaşkın, içinden ruhu alınmış gibi. Hala ve inatla bireysel kurtuluş umudu içinde etrafımdakilerin çoğu Acıyayım mı, uyarayım mı kafam karışıyor. Ben gemi batıyor sandala diyorum, onlar bir dakika rujumu tazeleyeyim diyorlar! Vallahi böyle, tam olarak durum bu.

O yüzden görüştüğüm insan sayısı beş. Eşyada azalmak nasıl iyi geldiyse, insanda azalmak da çok hoşuma gitti. Keşke bu konforu gençliğimde fark etseydim. Ne büyük yalanmış insan sosyal bir canlı meselesi, ya da ne abartmışım! Amma şan ve şöhretle tanımlamışız kendimizi, oysa bu Elvan miss. Seviyorum kendisini, tatlı biri olmaya başladı. 

Hala bloguma göz atıp atmadıklarını bilmem, ama bazı arkadaşlarımı aramıyorum ya, onlaradır bu mesaj: siz de beni aramayın. Aradığınızda yalap şap, kısa kısa cevaplar veriyorum ya, zorlamayın. Bulunmaz Hint kumaşı değilim, binlercesi var etrafınızda. Bırakın beni lütfen. Kendi galaksimde minik minik yaşıyorum işte. Bişi yaptığım falan da yok. Beş ömürlük okudum, on ömürlük sinema, konser, sergi vesaire geçmişim var. Bitti. değiştim. Beslendiğim kaynaklar değişti. Yaşlandım. İnsanda, madede fakirleştikçe içeride zenginleştim. Müsadenizle hazinemi korumak arzusundayım. Kapiş?

Hadi öperim, hayırlı Cuma'da görüşürüz:)




Hiç yorum yok: