Öğleden Sonra,
Avşa'dan döndüm döneli çamaşır yıkıyorum. Haftada bir defa çalışan çamaşır makinesi de en az benim kadar şaşkın. Çok işimiz var. Tatilden dönenler, evin kışlıkları, yeni eve gidecekler ve Burhan'ın kazı evine götürecekleri. Hatta anneme dönecekler:)
Bak bulaşık öyle değil; sabah bir tabak bir bardak, akşam bir tabak bir bardak. Süpürüp silme biraz vakit alıyor ama o kadar az eşyam var ki bir kadın çağırsam ayıp. Pencereler mi? Pisliğimiz perde gibi:)))
Amman yaw, ne titiz kadınlar gördük, ne oldu onlara? Madalya mı takıldı? Yooo.
Asıl büyük iş kitaplar. Hay yarabbim, alırken ne güzel de şimdi ne olacak? Rahmetli Fethi Naci'nin Sirkeci'deki ofisini hatırlıyorum... Ah ah ne güzeldi. Boydan boya kitap! Aşık olmuştum kitaplara ve onun gözlük çerçevesine. Bulamadım kendime şöyle mürekkep yalamış ama aynı zamanda hazımlı ve taşralı* olmayan bir koca!
Ne diyordum, hah çamaşır. Bitmiyor sayın okuyucu. Neyse ki evde ütü yok:)) Olsa, bi de ütü! Yooo olmaz valla, gücüm yetmez.
Kendime güzel bir Türk kahvesi yaptım. Akşama yemeğim de var. Öyleyse sakin bir öğleden sonraya hazır mıyız? Şu kilimi de asayım, bugün ev işlerini kapatıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder