19 Haziran 2022 Pazar

İŞGAL EDİLMİŞ BİR İSTANBUL...


 

İyi Pazarlar,

Dün öğleden sonra Kabataş'dan Gümüşsuyu'na yürürken gördüğüm kalabalığın, kalabalıktaki sevimsizliğin şaşkınlığındayım hala. İstanbul'uma ne olmuş? Kentlerin kraliçesi, gözümün nuru Dersadet öyle dökük bir kalabalık tarafından çiğneniyor ki, of, anlatması güç...

Zor birgündü. Vapurdan indiğimde, rüzgarın getirdiği kokuların başka bir kıtaya, hatta bambaşka bir gerçekliğe ait olduğunu ilk kez bu kadar derinden hissettim. Ne yapıyordum ben? Sahiden şehrin bu yakasında yaşayabilecek miydim? Bilmiyorum....

Ev mi? Berbattı.... Enerjisini yiyip bitirmişler.... Bakımsız, ruhsuz kılmışlar. Bahçenin hali o kadar berbattı ki, kahroldum. Ev düşündüğümden de minicik... Korktum. En son, ilk ve son defa zannederek bu kadar küçük bir evde oturduğumda boşanmayla sonuçlanmıştı. 

Peki şimdi kimi boşayacağım?

Bahçe hastalanmış kedilerle dolu... Ağaçlar feci... Hasta ve bakımsızlar... Yatak odası karanlık, şekilsiz... Şu an uyuduğum odanın yarısı kadar. Hayatım boyunca küçük ev sevmedim. Hep söylerim on odası olsun, ister kullanırım ister kullanmam.... 

Besbelli büyük bir hamle bekliyor beni. Üstelik fazla seçeneğim de yok. Öyle veya böyle kımıldayacağım.. İşgal altındaki bir İstanbul'a gidiyorum. Doğduğum, büyüdüğüm mahalleyle vedalaşıyorum.. Mutlaka bambaşka açılımları olacak bu hareketlenmenin, sadece şu an göremiyorum...

Derin derin nefes alıp vermeliyim...

Dün eve dönmeden evvel Burhan'la Kalamış'da bir bira içtik. İyi geldi. Bunu daha sık yaparak çıkacağım bu kabustan. Gündüz gözüyle kötü rüya görmeyecek, işleri yoluna koyacağım.

İyi Pazarlar :)

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Güzel enerjilerle dolu Bi ev olacak hiç şüphem yok. 🤲💦💙☕🍀