içe dönük ve dışa dönük,
neşeli ve kederli,
mutlu ve mutsuz,
kazanmış ve kaybetmiş biri.
Sen ne sandın?
Hiç çalmadım diyemem, çaldım. Yalan söylemedim diyemem, söyledim! Aldatmadım diyemem, aldattım. İyilikler ve kötülüklerle dolu hayatım. Kırılgan bir süper kahramanım ben.
Kendime acımayı bırakalı uzun zaman oldu. Sıradanlığımla barışalı güzelleştim. Yenilgilerime tüy dikmeyi, yaralarımı yalamayı bıraktım. S.tirip gitmeyi seçenlerin ardından ağıt yakmayı unuttum. Zaman zaman geçmişin yapışkan sokaklarına saplanmadığımı da söyleyemem. Bazen içim bulanıyor ve söylenmemiş sözler, küfürler taşıyor yüreğimden. Öfkemi dizginleyeyim derken, kendime haksızlık ettiğim anlara düşünce zorlanıyorum. Sonra gözüm yeşillenen cevizin taze meyvesine takılıyor "iç beni" diyor hayat, içiyorum ve hooop şimdiki zamandayım.
Daha gerçek yaşamaya, hayata hakkını vermeye her düşüşten sonra bir kez daha ve bir kez daha and içiyorum. Yaşamadan ölmemeye kim bilir kaçıncı yeminim? Kaçıncı tövbem ziyan edilen günlere.
Önemli mi? Yoooo. Yıkılmam demedim ki ben, üzülmem demedim, perişan olup yataklara düşmem hiç demedim. Ama kalkarım, her defasınsa daha inançlı, daha tazelenmiş. Üstelik inat olsun diye değil, bana verilen cana yoldaşlık olsun diye, hak yerini bulsun diye.
Dualarıma beddua karıştırmayalı çok oldu. Sende yapma, düşme oralara. Yapışkan geçmişe uzun uzun izin verme, hemen çevir yüzünü hayata. Bak bana, gözlerimin içine bak, buradayız ve yaşıyoruz.
3 yorum:
Dünden beri öyle çok okudum ki bu yazıyı...
İnsanız, hatasız kul olmaz şarkısı gibiyiz:)))
Yalnız değilmişim diyorum bu bana iyi geliyor.
Yorum Gönder